“İşbu gazel
28. Lem’adan mülhem
28 beyitten ibarettir”
“Kayseri’den seslenen Hasan Aras kardeşimin isteği üzerine onun şahsında hayatımın en güzel yıllarını birlikte yaşadığım Kayseri’nin güzel insanlarına başta rahmetli Ali Mutlu ağabey olmak üzere, Celalettin, Taşbaş, Ceylan, Şenozan, Kaya, Göllü ve Abdurrahman hocam’a ve tüm Kayseri’deki nur ağabey ve kardeşlerime ithaf ediyorum. Dualarını bekliyorum, selamlarımı sunuyorum. Varlığım Nur varlığına armağan olsun!”
“Bir sinek bir kartalı salladı vurdu yere”
Tapduk Yunus Emre’yle ben de gördüm tozunu
Sinek taifesini okudum Risale’de
Lem’alar yandı bende takip ettim izini
Bir kanatta zehir var, öbüründe panzehir
Uçan kimyahanedir, arıtır yeryüzünü
Zehirli maddeleri şifalı şurup yapar
Bahara tebdil eder zîhayatın güzünü
Gaflete daldığımda yüzüme konup der ki
Uyuma, oku beni, ey gafil aç gözünü !
Sinek “Kuddüs” isminin minik bir cilvesidir
Tefekkürle idrak et yaradılış özünü
Hor-hakir görme onu, Kur’anda meseli var
Çekinmeden metheder, Rabbim çeker nâzını
Kendini ilâh görüp Hak’ka savaş açınca
Bir sinekle tattırdı Nemrudlara bozgunu
Mideyi bulandırır diye kîl u kâl etme
Gıybetiyle kirletme o mübarek ağzını
Kelîmullah Musa’nın itirazı reddoldu
Sustu, paylaşamadı sineklerle kozunu
Kanatlardaki sanat öyle muhteşemdir ki
Bulamazsın tartacak bir mîzanı-vezini
Tavana ters tutunur, pike yapar her yerde
Uçak hurdahâş olur kesemezse hızını
Kitab-ı kâinatın hikmet dolu cüzleri
Rabbanî mektupların Hak çoğaltır cüzünü
“Tek bir kanadın dahi kırk kağnı çekemedi”
Yunus böyle söylemiş, işit ânın sözünü
“Sinek düşmanı olma” dedi Bediüzzaman
“Kuşlarıma dokunma!” şöyle verdi va’zını
Sineklerin ilaçla katliamına yandı
Rikkatine dokundu, döve yazdı dizini
İnsanlık zulmeyledi, kader adalet etti
Sinek telefatları, artırdı marazını
Dışı süslü, içi pis beşerin inadına
Aynalara pislerler ta görsün iç yüzünü
Çil çil leke yaparlar, çillenir cam-çerçeve
Issı kalkıp tez elden alıp gelsin bezini
Sineklerle kartallar, böcekler, kelebekler
Yed-i Kudrette’dir bil mahlukatın dizgini
Karıncayı incitme, İbrahim’in dostuydu
Söndürmeye koşmuştu ateşini, közünü
Balarısı bal yapar, akbabalar leş toplar
Sivrisinek haccamdır, bilir tıbbî tarzını
Onlar ki olmasaydı çöplük, lâşe, kazûrât
Doldururdu dünyanın tepesini- düzünü
Sıhhiye memurları, çevreci fedâiler
Bütün börtü-böcekten şefkatle al feyzini
Hepsi Allah’ın kulu, hepsi hâne halkıdır
İnsan düşman bilir mi, kendi oğlu-kızını ?
Bunlar kevnî âyâtın küçük nükteleridir
Kulak verip dinlesen duyarsın niyazını
Şi’rime ser-meşk oldu Yunus Emre ayağı
Üstad ser-best bıraktı esrârını-gizini
Seferî ! Vızıltıyı, zırıltı anlayana
Davul –zurna az gelir, söylet manâ sazını.