Sivil toplum kuruluşları kendi taslaklarını hazırlamış durumda. Bu metinlere bakıldığında, demokrasi ve özgürlüklerle ilgili temel konularda büyük oranda mutabakat sağlandığı görülüyor. Birey odaklı olması, asker-sivil ilişkileri, vatandaşlık tanımı ile din ve vicdan özgürlüğü gibi konular bunlardan bazıları.
Turgut Özal Üniversitesi, yeni anayasaya katkıda bulunmak amacıyla sivil toplum kuruluşlarının önerdiği 12 taslağı masaya yatırdı. Bilim Kurulu, TUSKON, TÜSİAD, TESEV, Türkiye Barolar Birliği (TBB), Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE), Abant Platformu, Yeni Anayasa Platformu ve Mazlum-Der'in önerilerinin ortak noktaları özetle şöyle: Yeni anayasa, devleti değil vatandaşı öncelemeli, devletin ideolojisi olmamalı, asker-sivil ilişkilerinde sivillerin alanı genişletilmeli, din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin kısıtlamalar kaldırılmalı, anayasal vatandaşlık kavramı getirilmeli ve anadilde eğitime bir formül bulunmalı.
Taslakların ortak ve farklı yönleri ortaya konuldu. Çalışmaya Anayasa Mahkemesi'nde görev yapan raportörlerden Doç. Dr. Hikmet Tülen, Yrd. Doç. Dr. Ali Rıza Çoban da destek verdi. Çalışma sonucunda, ortak ve farklı yönlere ilişkin değerlendirmeler şöyle oldu:
Anayasa yapım usulü: Bilim Kurulu, TUSKON, TÜSİAD, SDE, Abant Platformu, Yeni Anayasa Platformu ve TESEV, Anayasa'nın halkoyuna sunularak kabul edilmesini istiyor. TBB dışında hiçbir sivil toplum kuruluşu, anayasa değişikliklerinin Anayasa Mahkemesi tarafından esas bakımından denetimini öngörmüyor. TBB, değiştirilemez hükümlere uyumluluk açısından denetlenmesi gerektiğini düşünüyor.
Anayasa'nın ideolojisi: Bilim Kurulu, TBB, TOBB, TÜSİAD, TUSKON taslakları, 1982 Anayasası'ndaki gibi Atatürkçülük ve Atatürk milliyetçiliği kavramlarını kullanıyor. Devrim Kanunları'na yer veriyor ve devletçi yaklaşıma sahip. Turgut Özal Üniversitesi, Mazlum-Der, TESEV, SDE ve Yeni Anayasa Platformu ideolojisiz anayasa öneriyor, bu kavramlara yer vermiyor.
Cumhuriyet'in nitelikleri: Cumhuriyet'in niteliklerinin yer aldığı maddeler ağırlıklı olarak değiştirilmezlik kapsamında öngörülüyor. Bilim Kurulu, TBB, TOBB, TUSKON taslaklarında devletin şeklinin cumhuriyet olduğu ve cumhuriyetin niteliklerinin değiştirilmez olduğu belirtiliyor. Sadece TESEV, "Türkiye devletinin demokratik bir cumhuriyet olduğunun" tek değiştirilmez madde olması gerektiğini öneriyor. Yeni Anayasa Platformu, devlet yapısının değiştirilmez tek referansının 'insan onuru' olmasını teklif ediyor. SDE, Turgut Özal Üniversitesi ve Mazlum-Der, Anayasa'da hiçbir değiştirilemez madde olamayacağını açıkça savunuyor.
Laiklik tanımı: Turgut Özal Üniversitesi, laikliği hürriyetlerin teminatı olarak görüyor ve meşruiyetini insan haklarından alan bir ilke olarak algılıyor. Üniversitenin taslağına göre, devletin laik olması, kişilerin inanç, ibadet ve dini telkin hürriyetini sınırlandırma hakkı vermez, dinî inançlar ve tercihler karşısında tarafsız kalınması ve eşit şekilde hizmet sunulmasını da kapsar. Yeni Anayasa Platformu, laiklik ilkesini toplumsal bir ortak payda olarak kabul ediyor. Laikliği, "Devletin inançlar ve dinler karşısında tarafsız davranma zorunluluğu bulunduğu, bunlar üzerinde hiçbir tasarrufta bulunamadığı gibi, sınırlama, dışlama ve ötekileştirme eğilimi göstermemesi, inanç farklılıkları ile inanç, din ve ibadet özgürlüklerini güvence altına almayı barışın koşulu olarak görmesi." şeklinde tanımlıyor.
Başlangıç kısmı: Anayasa taslaklarının çoğunluğu, 82 Anayasası'nın devleti ve resmî ideolojiyi koruyan anlayışını terk ederek, çoğulcu demokratik bir düzen ve bireylerin temel hak ve özgürlükleri lehine sınırlandırılmış bir devlet iktidarını öngörüyor. Aile korunmalı: Turgut Özal Üniversitesi taslağında, devletin kişilere iyi niyet esasına göre davranmakla ve keyfî muameleden kaçınmakla mükellef olduğu kaydediliyor. Ayrıca taslakta aile ve neslin korunmasına ilişkin özel bir maddeye yer veriliyor. Gen teknolojisinin kullanımına da ilk kez yer veren üniversitenin taslağında, gen teknolojisinin insan sağlığına ve varlıkların fıtrî yapısına zarar verecek şekilde kullanılmasının engelleneceği ifade ediliyor. TBB taslağında ise tüm kamusal organların oluşumunda kadın ve erkeklerin eşit temsil ilkesinin öncelikle gözetileceği vurgulanıyor.
Din ve vicdan hürriyeti: TBB, TOBB, TUSKON, TÜSİAD ve Bilim Kurulu taslaklarında mevcut düzenlemenin korunduğu veya çok az değişiklik arz ettiği görülüyor. SDE ve TESEV'in tekliflerinde ise din ve vicdan hürriyetini kısıtlayıcı hükümler kaldırılıyor. Abant Platformu, TÜSİAD, MazlumDer ve Bilim Kurulu, kılık kıyafet serbestisine ilişkin açık hükümler öngörüyor.
Anadilde eğitim: TESEV, Türkçeden başka dillerde de anadil eğitimine, SDE azınlık hakları bağlamında anadilde eğitime yer veriyor. Dinî eğitim hakkı TESEV ve SDE taslaklarında evrensel ölçülerde tanınıyor.
Anayasal vatandaşlık: Vatandaşlık tanımı konusunda taslaklar, etnik vurgu içermeyen vatandaşlık kavramını öneriyor. Bu kavram, 'anayasal vatandaşlık' veya 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' şeklinde formüle ediliyor.
Parti kapatma: Taslaklarda genel eğilim, parti kapatmanın zorlaştırılması, son çare olarak düşünülmesi gerektiği yönünde. Partilerin şiddete başvurmaması, şiddeti teşvik etmemesi ve ayrıca kullandığı araçların da demokratik sisteme uyumlu olması isteniyor. Seçim barajının yüzde 7 ya da yüzde 5'e düşürülmesi eğilimi ağırlık kazanıyor.
Parlamenter sistem devam etsin: Bütün taslaklar, parlamenter sistemin devamını teklif ediyor. Ancak aksayan yönlerin ıslahı isteniyor. Başkanlık tartışmalarının anayasa değişikliklerini gölgede bırakmaması ve engellememesi gerektiği düşüncesi genel bir eğilim. 2007 sonrası taslaklarda cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi yöntemi olumlu karşılanıyor ve devamından yana görüş belirtiliyor. Cumhurbaşkanının yetkilerinin kısıtlanması ve sembolik olması gerektiği savunuluyor.
Yargının yeniden yapılandırılması: Bilim Kurulu, SDE, TESEV, Yeni Anayasa Platformu ve Turgut Özal Üniversitesi taslaklarında yargıda demokratik meşruiyet ve çoğulculuğun sağlanmasına vurgu yapılıyor. Meclis'in Anayasa Mahkemesi ve HSYK'ya üye seçimi tercih ediliyor. TBB, TOBB ve TÜSİAD, TBMM'nin üye seçmesini benimsemiyor. Buna karşılık, SDE, TESEV ve TUSKON hem Anayasa Mahkemesi (AYM) hem de HSYK'ya üye seçiminde Meclis'e görev veriyor. Barolar Birliği de AYM'ye Meclis'in sınırlı sayıda üye seçmesini kabul ediyor. Taslaklarda Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ile Askerî Yargıtay'ın tamamen kaldırılması da talep ediliyor.
Üniter yapı, daha güçlü yerel yönetim: Üniter yapının devamı ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi tüm taslakların ortak eğilimi. TÜSİAD, üniter devlet yapısının ve ayrıca bölgeli devlet yapısının tartışmaya açılmasını istiyor. TESEV, kısmen kolluk, kısmen eğitim, bayındırlık ve tarımın yerel yönetimlere bırakılmasını teklif ediyor.
Asker-siyaset ilişkisi: Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) anayasal bir kurum olmaktan çıkarılması taslaklarda genel kabul görüyor. TESEV ve SDE, MGK'nın başkanının başkanlık ettiği ve hükümetin talebiyle toplanıp hükümeti bilgilendiren bir kurula dönüşmesini, askerî kanattan sadece Genelkurmay başkanının katılmasını teklif ediyor. Genelkurmay başkanının Milli Savunma bakanına bağlı hale getirilmesi TESEV, TÜSİAD, Turgut Özal Üniversitesi ve SDE'nin teklifi. Yüksek Askerî Şûra kararlarının yargıya tamamen açılması gerektiği vurgulanıyor. Üst düzeydeki askerî terfi ve tayinlerde siyaset kurumunun daha fazla rol oynaması gerektiği de dile getirilen hususlar arasında.
Değiştirilemeyecek madde yoktur
Sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı 12 ayrı anayasa taslağının ortak ve farklı yönlerini ortaya koyan çalışmanın koordinatörlüğünü eski Anayasa Mahkemesi Üyesi ve Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sacit Adalı yaptı. Adalı, üniversite olarak "Değiştirilemeyecek madde yoktur. Dünyada tek değişmez kural, değişimin değiştirilemeyeceğidir." ilkesinden hareket ettiklerini söyledi. Halkın anayasa talebini "Bugüne kadar baskıların, korkuların, evhamların yöneltildiği bir cemiyet, ben artık olgunlaştım, güdülmek istemiyorum noktasına geldi. Bugün aklı başında herkes anayasanın değişmesini istiyor. Halk artık, hizmetkâr devlet istiyor." sözleriyle ortaya koydu. Vatandaşlık tartışmalarıyla ilgili soruya cevap verirken etnik bir vatandaşlık kavramı yerine, bir üst kimliğin Anayasa'da benimsenmesini teklif eden Adalı, "Arap'ın Kürt'e, Türk'ün Çerkes'e üstünlüğü yok. Herkes eşit vatandaşlık hakkına sahip." ifadelerini kullandı.
Zaman