Bunlar "siyaset bilimi okullarında" okutulmaz...
Bazı üniversitelerin açtıkları "siyaset okullarında" da.
Ayrıca bunları "ille bilmek" zorunda değilsiniz.
Ama siyasetle yakından ilgiliyseniz...
Hele hele siyasetçiyseniz... "Bileceksiniz."
***
Siyasetin giderek kızıştığı şu seçim ortamında "Türk siyasetinin şifreleri açısından son derece önemli olan bu konularda" birkaç kısa "ders notuna" ne dersiniz?
Birinci ders:
Tarikat da, cemaat de, aşiret de, şeyhlik de Türkiye'de birer "siyaset gerçeğidir."
Süleyman Demirel
Evet, biliyordu... Hem de çok iyi.
Bitlisli "Şeyh" Selahattin İnan'ın oğullarından biri (Kamran İnan) Adalet Partisi "senatörüydü."
Diğeri (Abidin İnan Gaydalı) Adalet Partisi milletvekili.
Van... Güçlü aşiret lideri Kinyas Ağa (Kartal)... Demirel'in milletvekiliydi.
***
Kemal Kacar... Süleymancı cemaatin "kurucu lideri" Süleyman Hilmi Tunahan'ın damadı... Adalet Partisi'nin "Antalya Milletvekili"ydi.
Örnek çok... Şanlıurfa'dan Necmettin Cevheri'ye "Demirel'in gösterdiği itibarı" bilmeyen yok.
Turgut Özal
Elbette biliyordu... Zaten kendisi de tarikattandı: Nakşibendî.
"Süleymancılar'la" temastaydı.
Milletvekili kadrosunda "Süleymancılar'ın kontenjanı" vardı.
Fethullah Gülen ile arasında "köprüler" mevcuttu... Mehmet Keçeciler bunlardan sadece biri.
1. Fethullah Gülen, Özal'dan "milletvekilliği kontenjanı" istemedi... İsteseydi Özal "verirdi."
2. Özal, Fethullah Gülen'in yurtdışında açtığı okulları "takdir etti... Ziyaret etti." Özal'ın bu ilgisi Fethullah Gülen'e yetti.
Recep Tayyip Erdoğan
Hem çok iyi biliyor... Hem de yakın çevresinde "tarikat, cemaat, şeyhlik, aşiret" konularını "çok iyi bilen" isimler var.
Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Mehmet Mehdi Eker, Bülent Arınç gibi.
Tayyip Bey "gücünü kimseyle paylaşmıyor... Tarikatla, cemaatle, aşiretle işbirliği yapmıyor" fakat...
"Gerçeği" biliyor, "onları" dışlamıyor.
Örnek:
Şanlıurfalı "Şeyh" Eyyüp Cenap Gülpınar'ı "şeref tribününe çıkardı... TBMM Başkanvekili" yaptı.
Eyyüp Bey "siyaseti bıraktı", Başbakan bu defa onun oğlunu (Mehmet Kasım Gülpınar) bağrına bastı.
Çok bilinmeyenli denklem
Siyaset denklem gibidir... Hem de "çok bilinmeyenli" sinden.
Denklemi çözmek için, örneğin Elazığ Palu'da "Septioğlu gerçeğini" bileceksiniz.
Konya'da, Afyon'da, Manisa'da, Uşak'ta, Balıkesir'de, Kütahya'da, Erzurum'da "tarikat- cemaat" konularını bilmeden...
Van, Şanlıurfa, Diyarbakır, Bitlis'te "aşiretleri... Şeyhliği" öğrenmeden...
Denklemi çözemezsiniz.
Adnan Menderes
Adnan Menderes "çok iyi biliyordu." "Din eksenli" ya da "şeyhlere aşiretlere dayalı" bir siyasi çizgi izlemiyordu ama..
"Türkiye gerçeğini" de göz ardı etmiyordu.
Örnek 1:
Menderes ile Said Nursi arasında "kırmızı telefon" misali bir iletişim köprüsü vardı... Mesaj geliyor, mesaj gidiyordu.
Örnek 2:
Güneydoğu'nun önemli "liderlerinden" Şeyh Selahattin İnan (Kamran İnan'ın babası), "Menderes'in milletvekillerindendi."
Bu dersin "okulu-kitabı" yok
Galip Ensarioğlu... AK Parti-Diyarbakır, "ikinci sıra" adayı.
"Amcaoğlu" da "daha önce" milletvekilliği, Bakanlık yaptı: Salim Ensarioğlu (DYP).
Görürseniz Salim Bey'e sorun... Veya 12 Haziran'da milletvekili seçilince Galip Ensarioğlu'na...
"Siz Şeyh misiniz?" diye
"Estağfurullah" derler.
Ama "onların" bir yerleri kanasa... Kana ihtiyaçları olsa...
"Bin kişi... Beş bin, on bin kişi" kan vermek için kuyruğa girer... "Aman Şeyhim sana bir şey olmasın" derler, bastığı toprağı öperler.
***
Dedik ya "bu derslerin" kitabı yok... "Okulda okutulmaz..." Ama bunlar bilinmeden de "siyaset yapılmaz."
Sabah