Siyasete bakış vermek

İsmail BERK

Siyasetin, bakışımıza kattığı fayda ile bakışımızın siyasete katacağı değer farkı, bize anlamlı ve siyaseti sadece bir hizmet aracı olarak görmeyi kazandırır.

Fikriyatımızın temel dinamikleri, sosyal ve siyasi boyutu ile hayata yansıyan faaliyetlerimizi amacımıza uygun şekillendirmektedir. Aksi halde siyasetin pratik ve yüzeysel tavırlarından kural ve ilke çıkarmaya çalışmak, düşünce adamına cazip gelmez.

İnsan ve yüksek hasiyetlerini, beraberce ve ferden yaşama arzumuz, talep sıralamasında her idarenin dikkate alması gereken bir önceliktir.

Önceliklerimiz, yaşayan değerlerimizin demokratik zeminde kendine serbestlik bulması ve insanlık paydasında ortak değer oluşturmasıdır. Bunu kitlelere ve düşünen insanlara taşıdığımız nispette bakışımızın çıtasını yükseltmiş oluruz.

Fikirlerimizin yüksek çıtasını, siyaset dünyası için bir hedefe dönüştürme azmi ve heyecanı, hadiselerin kimyasını etkilememize yardım eder. Bakışımızın, ufki ve günlük olayları aşan sonsuzluk boyutu geçici olanlara biçeceğimiz şablonun bir gölge olduğu idrakini verir.

Bakışımız, siyasete değer katmalı. Ancak, siyasetin içinde daralmamalı.
Bakışımız, siyasete farklılık ve gelecek katmalı.
Bakışımız, demokrasiyi partiler üstü bir ortak talep yapmalı.

Bakışımız; maddi, manevi statü ve etkinliğin oluşturduğu bütün imtiyazları, “ref-i imtiyaz” noktasına çekme çabası olmalıdır.
Din, dil, cinsiyet, devlet ve laiklik gibi duyarlı ve avantaj sağlayan konulara, bakışımızla samimiyet ve istismardan uzak bir kalite katabiliriz. Siyasetin, bu kavramlara düşünce düzeyimizle bakmasına yardımcı olabiliriz.

Cemiyetin ilmî ve imanî bakışına ayna olabilir, bunu siyasetin gölgesine itmeden, siyasetin bir gölge gibi takip etmesini sağlayabiliriz. Siyasetin analitiğinden, analitiğin siyasetini yapabiliriz.

Ferdi güçlendirerek, güçlü topluma ve siyaseti tetikleyici toplum dinamiklerine bakış olgunluğunu getirebiliriz. Siyasetçinin, ortak değerler kümemiz içinde kalan ”müspet”ine teşvikle yaklaşabiliriz. İletişim vasıtalarını,aktif bir şekilde bakışımıza yardımcı yapabiliriz.

Menfiye “dur” demenin en akılcı yolu, menfi fikirleri müspete kanalize edecek zeminlerde ciddi ve yoğun fikir teatileri ile paylaşım ortamlarını sosyalleştirmekten geçer.

Dünya fikir literatüründe patenti alınmamış Risale-i Nur hareketinin, ulusal çıtayı aşan evrensel mesajları ile her yönetici ve siyasetçi için, yönetim ve siyasete deniz feneri olarak, insanlık alemine fikri mülkiyetimizi tescil ettirebilir.

“Yüksek hakikatlerin” biçareleşmesine sebep olacak davranışlara fırsat vermeden, “yüksek ellere” devredecek kalbi dua ve niyazımızla, hakikatin doğru muhataplarını cemiyetin içinde arayabiliriz.

Haberlerin haberini yaparak, günlük konuşma ve gündem önceliğimizi “dedim-dedi”lere kaptırma yerine, prensiplerimizin bakışını onlara yansıtmak ve günübirlik değerlendirmeleri aşan fikir projeksiyonumuzu zamana vurmak, fert olarak bizi daha  rahat ve mutlu kılar.

Bu anlamda siyasete adres olarak değerlendirilebilecek düşünceleri şöyle sıralayabiliriz:
 
1.    İnsan merkezli bir siyaset.
2.    İnancımıza değer veren ve saygı duyan bir siyaset.
3.    Bütünleştiren ve canlandıran demokratik ortaklıklara açık bir siyaset.
4.    Bizi analiz ve çözümlere götüren bir siyaset.
5.    İdareyi “idare etmekten” çıkarıp, hizmetini yapan bir yapıya  dönüştüren, objektif bir siyaset.
6.    Takdirin ve tasnifin nihai kullanıcısı millet olan  iradeli siyaset.
7.    Bizleri yakınlaştıran ve kaynaştıran bir iklim arzusunu barındıran bir siyaset.
8.    Rekabetin vazgeçilmezliğine ve yarışın demokratikliğine olan inançla, kaliteyi arttıran bir siyaset.
9.    Eşitlenmiş şartlarda bir yarışın zeminini sağlayan ve sonuç farklılığını eşitlemeyen bir siyaset.
10.    Felsefe ve fikirlerden beslenen ve proje üreten bir siyaset.
11.    Kayıt dışı siyasete, mali kayıt gibi kayıt getiren bir siyaset.
12.    Uluslararası arenada ülkemizi; yarıştıran ve dünya ile barıştıran bir siyaset.
13.    “Ben böyle düşünüyorum” ilkesi ile hareket eden,serbest ortama katkı sağlayan ve “40 memeli” olmayan bir siyaset.
14.    İnsan laboratuarının “insana” ait verilerini topluma bir uygulama alanı içinde sunan siyaset.
15.    Günlük hayatımıza, sistemli ve kalıcı insani kolaylıklarla mevzuatı emrimize amade eden bir siyaset.
16.    Kendini toplum ve ülke için kullanma vasıtası gören ahlaklı bir siyaset.
17.    Faydacı ve hasis hırsları gemleyen,insanı tekamülleştiren bir siyaset.

Sonuç olarak;bakışımız,siyasete ruh ve mana vermeli. Ruhu ve manayı incitmemeli.

 berk@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.