Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), A'râf Suresi 8-10. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
8 . (Amelleriniz için) hak tartı da o gündür. (1) Artık kimlerin tartıları ağır gelirse, işte kurtuluşa erenler ancak onlardır.
9 . Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar âyetlerimize (onları bilerek inkâretmekle) zulmetmekte olduklarından dolayı, kendilerini hüsrâna uğratmış kimselerdir.
10 . Celâlim hakkı için, size yeryüzünde imkân verdik (orada yerleştirdik) ve orada sizin için geçim vâsıtaları kıldık. (Siz ise) ne kadar az şükrediyorsunuz!
1- “Hiç mümkün müdür ki: Gökte, yerde, karada, denizde; yaş kuru, küçük büyük, âdî, âlî (basit-kıymetli) herşeyi kemâl-i intizam ve mîzan (büyük bir düzen ve denge) içinde muhâfaza edip, bir türlü muhâsebe içinde netîcelerini eleyen bir hafîzıyet (muhâfaza edicilik); insan gibi büyük bir fıtratta (yaratılışta), hilâfet-i kübrâ (yeryüzünün halîfesi olmak) gibi bir rütbede, emânet-i kübrâ (en büyük emânet) gibi büyük vazîfesi olan beşerin (insanın), rubûbiyet-i âmmeye temâs eden (Allah’ın âlemdeki bütün varlıkları terbiye ve idâre etmesiyle alâkası olan) amelleri ve fiilleri muhâfaza edilmesin, muhâsebe eleğinden geçirilmesin, adâlet terâzisinde tartılmasın, şâyeste (lâyık) cezâ ve mükâfât çekmesin? Hayır, aslâ!” (Zülfikār, 10. Söz, 30)