Risale Haber-Haber Merkezi
Merhum Mehmed Kırkıncı hoca efendi, bu sorunun cevabını önce tarihin derinliklerinden çekip çıkardığı Sokrat’ın sözleriyle, daha sonra da yakın tarihimizin büyük mütefekkiri Bedüzzaman Said Nursi’den örneklendirerek açıklıyor. Ömer Özcan, “Ağabeyler Anlatıyor-2” kitabındaki bölümü Risale Haber okuyucuları ile paylaştı:
SOKRAT GENÇLERİ SEFAHATTEN KURTARMAK İÇİN, ALLAH’I VE AHİRETİ ANLATIYORDU
Mehmet Kırkıncı anlatıyor:
Devlete isyan etmek başkadır, itaat etmemek başkadır. Devletin dinimize muhalif olan emirlerine itaat etmeyiz; ama isyan da edemeyiz. Çünkü dimimizde devlete isyan etmek yasaktır.”
Burada size devlete itaatin önemini anlatan ibretli bir tarihi hadiseyi anlatmak isterim. Sizler Sokrat’ı duymuşsunuzdur. Kendisi Miladi 399–469 yıllarında yaşamış ünlü Yunan filozofu ve fikir adamıdır.
Gençleri sefahatten kurtarmak, onlara Allah’ı ve ahireti anlatmak için onlarla sürekli sohbetler ederdi. Bundan dolayı devlet kendisini hapse attı ve suçlu bularak idamına karar verdi. Talebeleri de kendisini hapishaneden kaçırmak için, hapishane müdürünü de ikna ederek bir araba ayarlayıp yanına geldiler. O, sabahleyin idam olacağı halde yatağında rahat uyuyordu.
HAPİSHANEDEN KAÇMAKLA DEVLETE İSYAN ETMİŞ OLURUM
Talebeleri Sokrat’ı uyandırırlar; karşısında talebelerini gören Sokrat şaşırır ve ne için geldiklerini, hapishaneye nasıl girdiklerini sorar. Onlar da kendisini hapishaneden kaçıracaklarını ve arabanın dışarıda hazır olduğunu söyler. Sokrat kesinlikle böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini, aksi takdirde hapishaneden kaçmakla devlete isyan etmiş olacağını bildirir. Talebeleri: ‘Efendim siz bir fikir adamısınız. Bir suçunuz yok. Sizi suçsuz yere idam edecekler. Buna nasıl göz yumalım?’ deyince, Sokrat: ‘İyi ya ne güzel; bir suçum yok. Bir de suçlu mu olsaydım? Kesinlikle sizinle gelemem. Eğer beni seviyorsanız çocuklarımın faziletli olarak yetişmesine yardımcı olunuz. Bu bana yeter’ der ve onların teklifini reddeder. Sabahleyin saat 9’da müsaade alarak Allah’a duada ve ilticada bulunur. Sonra zehir dolu kupayı içerek inandığı mefkûre uğruna başını feda eder.
BEDİÜZZAMAN: BENİ TEVKİF İÇİN GELEN JANDARMAYA ELLERİMİ UZATIRIM
Akıl almaz zulüm ve işkencelere maruz kaldığı halde, daima müspet hareket metodunu uygulayıp, bedduayı bile menfi hareket sayan, hatta kendisine hapishanelerde yer hazırlayıp, zulmedenlere bile hakkını helal eden ve talebelerine de sabrı ve müspet hareketi tavsiye eden Bediüzzaman Hazretleri de ‘Beni tevkif için gelen jandarmaya kemali emniyetle ellerimi uzatır, itaatle önlerine düşer giderim’ der.