Ahmet Bilgi'nin haberi:
RİSALEHABER-Haiti asıllı Amerikalı ressam Jean-Michel Basquiat’ın bir eseri New York’ta düzenlenen bir müzayedede 110.5 milyon dolara (400 milyon TL) satıldı.
Satış fiyatı, bir Amerikalı ve bir siyahi sanatçının eserine ödenen en yüksek tutar olarak iki rekor birden kırdı. Hürriyet'te yer alan habere göre aynı zamanda 1980 yılından beri yapılan bir esere 100 milyon dolar sınırını aşan ilk ödeme oldu. Adı olmayan tabloyu 41 yaşındaki Yusaku Maezawa adlı bir Japon moda girişimcisi aldı. New York’ta ikamet eden Basquiat, 1988’de henüz 27 yaşındayken aşırı dozda eroinden hayatını kaybetmişti.
ŞÜKÜR
Verilen herhangi bir nimetten dolayı, bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalb ile gösterilen saygı ve karşılık, iyiliğin kıymetini bilme ve iyilik yapana bu hissi gösterme, nimet ve iyiliği anıp sahibini övme olarak tanımlanaan şükür, Arapça "şekere" kökünden gelmektedir. Bu kökten gelen şükür, isim ve fiil olarak Kur'an-ı Kerim'de yetmişe yakın yerde geçmektedir. Türkçede kullanılan teşekkür ve şükran kelimeleri de aynı köktendir.
Şükür üç şekilde yapılır:
1- Dil ile: Nimet vereni anmak, onu övmek ve bu hususta dil ile yapılabilecek şeyi yapmakla olur. Yüce Allah Hz. Muhammed (s.a.s)'e onun vasıtasıyla bütün insanlara bu hususta şöyle seslenmiştir: "Rabbinin nimetine (ihsanına) gelince, onu minnet ve şükranla an" (ed-Duha, 93/11).
2- Kalp ile: Kalp ile nimeti vereni tanımak ve onu tasdik etmektir.
3- Fiil ile: Bu da, vücudun bütün organlarıyla olur. Her çeşit nimeti veren Allah'ın emir ve yasakları, vücudun hangi organını ilgilendiriyorsa, o organın, Allah'ın emir ve yasaklarına uygun hareket etmesini sağlamak gerekir.
ALLAH'IN İSTEDİĞİ FİYAT
Risale-i Nur'un bir çok yerinde şükürle ilgili bahisler yer alır. En bilineni Birinci Söz'de geçen kısmıdır. Bediüzzaman Hazretleri Cenab-ı Hakk'ın verdiği nimetlere bedel istediği fiyatın "zikir, şükür ve fikir" olduğunu belirterek, şöyle açıklar:
SUAL: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor?
ELCEVAP: Evet, o Mün’im-i Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta “Bismillâh” zikirdir. Âhirde “Elhamdülillâh” şükürdür. Ortada, bu kıymettar harika-i san’at olan nimetler Ehad, Samed’in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir. Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zahirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.
Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen, Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle, vesselâm.