Yine bir Şubat ayındayız. Şubat ayı kahır ayı. Hazan yellerinin estiği bir ay. Benna ailesinin kederi ve kaderi bu ayla birlikte karılmış ve yoğrulmuştur. Hasan el Benna’nın ikinci kuşağının son ferdi olan Ahmet Seyfülislam Hasan el Benna da 4 Şubat tarihinde (2016) önden giden babasının ve kardeşlerinin diyarına göçmüştür. Önden gidenlere katılmıştır. Hasan el Benna, 12 Şubat 1949 tarihinde devlet tertipli hunharca bir cinayete kurban gitmişti. Oğlu Ahmet Seyfülislam Hasan el Benna da aslında İhvan’a yönelik büyük bir manevi suikastın ve komplonun yapıldığı bir dönemde, ortamda vefat etti. Gözü arkada gitti. Aslında Mısır halkını bıraksalar çağın Hüseyin’lerinin peşinde olacak. Hasan el Benna ve oğluna biat edecekti. Lakin kaderin cilvesi farklı yönde tecelli etti. Manialar var. Biri kalksa diğeri yerini alıyor. Müslüman Kardeşlerin bulunduğu diyarlar mihne ve çilelerle anılıyor. İşte Suriye ve Mısır! Her ikisi de mihneden mihneye çileden çileye yuvarlanıyor. Hasan el Benna’nın menfur bir saldırıya kurban gittikten sonra defni de alacakaranlıkta yapılmıştır. Seyfülislam Hasan el benna için de benzeri bir süreç yaşandı. Dirilerinden başka ölülerini de kıskandılar. Devlet Mısır’da adet olduğu üzere son kuşak Benna için bir taziye çadırı kurulmasına izin vermemiştir.
Babasıyla ölümü arasında sekiz gün vardır.
22 Kasım 1934 tarihinde doğan Seyfülislam Hasan el Benna 12 yaşında babasının kurmuş olduğu cemaatle tanışmış ve faaliyetlerine katılmaya başlamıştır. 15 yaşında ise babasını kaybetmiş ve sıkıntılı bir sürece girmiştir. 81/82 yaşında vefat eden Seyfülislam 88 yıllık Müslüman Kardeşler tarihinin canlı hafıza ve arşivlerinden birisi olmuştur. Babasının ve cemaatinin başına gelen çilelerden o da nasibini veya payına düşeni almıştır. İlk tutuklama furyasıyla 1949 yılında tanışmış ve en uzun tutukluluk dönemini de 1969 yılından itibaren geçirmiştir. 10 yıla mahkum olmuş ve dört yılını fiilen demir parmaklıklar arasında geçirmiştir. 6 Ekim 1973 savaşı öncesi Sedat savaşa giderken küskünlerle devleti barıştırmak için genel af ilan etmiş ve bu afla birlikte Seyfülislam Hasan el Benna da demir parlaklıklar arasından çıkmıştır. 1987 yılında milletvekili olmuş ve 1992 yılında barolar birliği başkanı seçilmiştir. 2001 yılında seçimi yinelenmiştir.
6 kız kardeşi olan Seyfülislam Hasan el Benna’nın birde küçük yaşlarda vefat eden Muhammed Hüsameddin isminde erkek kardeşi vardır. 6 kız kardeşi Vefa, Sina, Reca, Sefa, Hale ve İstişhad adlarını taşımaktadır. Dedesi de muhaddis Ahmet Abdurrahman Benna’dır. Saatçilikle maişetini kazanırken kendisini ilme adamıştır. İmam Ahmet Bin Hanbel’in Müsned’ini fıkıh baplarına göre yeniden tanzim etmiştir. Bu çalışması El Fethü’r Rabbani Litertibi Müsnedi Ahmed Bin Hanbel eş Şeybani ismiyle anılmaktadır. Aile sadece çilekeş bir aile olmayıp aynı zamanda ilmi hanedanlık payesi ve rütbesine erişmiş kutlu bir ailedir. Kutup ailesi gibi hem davette hem de ilimde bir tuba ağacı hükmüne geçmişler ve ilmi hanedanlık haline gelmişlerdir.
Merhum ve mağfur Seyfülislam Hasan el Benna ile tanışıyorduk. 1994 yılında Kahire ve Hartum seferimiz sırasında Kahire’de biraz eğlenmiş ve arkadaşların delaletiyle birlikte Seyfülislam’in evine uğramıştık. Ziyaretlerimiz İstanbul’da da devam etti. Seyfülislam Hasan el Benna’nın İstanbul’la hem öel hem de genel bir bağlantısı vardı. Zira merhum Ali Yakup Cenkçiler hocanın delaleti ve tavassutuyla birlikte Fatih semtinden evlenmişti. Bu nedenle de ortamın müsait olduğu sıralarda İstanbul’a geliyor ve burasını ikinci vatan edinmek istiyordu. Bu vesileyle İstanbul’da bir ev tutmuş ve zaman zaman burada kalıyordu. Bu vesile ile birlikte İstanbul’daki evinde de ziyaretinde bulundum. Gelişleri gidişleri 28 Şubat süreci öncesine denk gelmişti. Dolayısıyla karanlık günler Benna’ların ne Kahire’de ne de İstanbul’da peşlerini bıraktı. Halk ile aralarına sürekli gaile ve manialar girmiştir. Çile zamanlarında doğmuş ve çile zamanlarında ölmüştür. Şubat’ın cilvesine ve gadrine uğramıştır. İnşaallah şubat janus aylardan birisi olur da çileler burcundan sonra saadetler burcunu da ev sahipliği yapar.
Bu vesile ile Şubat’ın sarmaladığı bu kayıpları rahmetle ve minnetle anıyoruz.