Vefatının üzerinden bir sene geçtiğini hatırlatan Mustafa Ragıp Doğan, meşhur şiirin nasıl ortaya çıktığını da yazdı:
"Risâle-i Nur'un nurlu meyvesi duygularını ve hicranını artık mısralarda konuşturuyordu. Van Mevlidi'ne gidişte mahzun gördüğü Erek Dağının Üstadı'ndan ayrı kalışının hüznünü anlatmıştı. Van Mevlidindeki manzara ve yetişen Nur neslinin müjdesiyle Erek Dağına müjde vermişti. Üstadın hayatını anlattığı uzun şiirinde Üstadına hasretini, hicranını dile getiriyordu. Risâle-i Nur hizmetinin seyrini safhalarını anlatıyor, nesl-i cedide emanet ediyordu."
Babasının "Çamdağından Esen Yeller" şiirinin bugüne kadar yayınlanmayan son kıt'asını el yazısıyla yazdığını ifade eden Doğan, "Zamanın fena darbesinden hariç kalamayacak olan bedeni hastalığının zuhur etmesiyle yorgun düştüğünde, bize Çamdağı şiirinin beşinci kıtasını kendi el yazısıyla ve imzasıyla emanet ediyordu" dedi.
İşte yıllardır nurlu dilerde söylenen şiir ve son kıt'ası:
Tepelice çama çıktım
Gelincik Dağına baktım
Mümkün olsa kalacaktım
Bir ömür boyu Barla’da
Kara dut cennet bahçesi
Kara kavağın meşesi
Ulu çınarın gölgesi
Gölgeler koyu Barla’da
Seherde açan güllerin
Çeşmindeki bülbüllerin
Cennet yurdumda göllerin
En güzel suyu Barla’da
Çam Dağından esen yeller
Zikir arkadaşı dallar
Üstada muntazır yollar
Gelecek deyû Barla’da
Serkeş nefsim, behey nadan
Fariğ ol hubb-u dünyadan
Bir gececik olsun uyan
Bırak uykuyu Barla'da.
Hilmi Doğan