Sosyal medya her geçen gün daha fazla insana ulaşıyor. Uzmanlar, dünyayı yönetmeyi hedefleyen 'üst akıl'ın, 3,8 milyar aktif kullanıcıdan edindiği her türlü bilgiyle 'toplum mühendisliği'ne soyunduğunu vurguladı.
“FACEBOOK KULLANICILARINI TANIYOR”
Sosyal medya platformlarına ait mesajlaşma sistemlerinin kişilere ait bilgileri çaldığını savunan Sosyal Medya Uzmanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Murat Dağıtmaç, “Facebook, kullanıcılarının nelerden hoşlandığını, neleri sevdiğini, nelerden nefret ettiğini ve hangi siyasi partiye meyilli olduğuna varana kadar çok detaylı şekilde bilebiliyor. ABD seçimleri ve İngiltere'nin AB'den ayrılması gibi dünya çapında etkileri olan konularda bile sosyal medyanın etkisi çok büyük oldu. Farkında olmadan insanların ve toplumların kararlarını etkilemeyi başarıyorlar" dedi.
Sosyal medyaya yön verenlerin şu anki amaçlarının gençleri etkileri altına almak olduğunu vurgulayan Dr. Dağıtmaç, kendi geleneklerinden beslenmeyen, rol modelleri değiştirilmiş ve kültürlerinden koparılarak karar verme mekanizmaları etki altına alınmış bir neslin oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.
Ayrıca sosyal medyanın ülkeleri bile kutuplaştırdığını dile getiren Murat Dağıtmaç, şu örneği veridi:
"ABD’de Demokratların üçte biri Cumhuriyetçileri vatan haini olarak görüyor. Cumhuriyetçilerin dörtte biri ise Demokratları vatan haini olarak görüyor."
“SOSYAL MEDYA ÇÖKERSE CIA ÇÖKER”
Myanmar'da Müslümanların katledildiği olaylar sırasında Facebook tarafından bağımsız bir kuruma hazırlatılan raporda, Facebook'un nefret yaymak ve zarara yol açmak isteyenler için bir araca dönüştüğünün belirtildiği ve Facebook yöneticilerinin de bu durumu kabul ettiğini hatırlatan Dijital İletişim Uzmanı Dr. Murat Dağıtmaç, "Sosyal medyaya girmeden önceki psikolojiniz ile girdikten sonraki psikolojiniz aynı olmuyor. Sosyal medyaya yön verenler kutuplaşmadan besleniyor. İnsanların hangi içeriği göreceğine hassasiyetlerine göre sosyal medya mecraları karar veriyor. Facebook, geçmişte yapmış olduğu bir açıklamada kullanıcılarına ait bilgileri İngiliz istihbaratıyla paylaştığını açıklamıştı. Türkiye'de sosyal medya kullanan her bir bireyin konuşmaları, aldığı kararları, gönderdiği fotoğraflar ve videolar ile yaşantı şekillerini biliyorlar. Bilgilerimiz yapay zeka süzgecinden geçirilerek bize karşı kullanıyorlar. Tabiri caizse artık CIA kahve içerek dünyayı yönetiyor. Şu anda benim iddiam şu ki, Facebook, Twitter ve İnstagram gibi sosyal medya platformları çöksün muhtemelen CIA da çöker" ifadelerini kullandı.
"SOSYAL MEDYA ATOM BOMBASINDAN DAHA TEHLİKELİ"
Dijital dünyanın atom bombasından daha tehlikeli olduğunu söyleyen Dağıtmaç, şu şekilde devam etti:
"Türkiye silah teknolojisinde yaptığı yatırımlarla iyi noktalara geldi. Gelecek için dijital dünyaya da aynı oranda yatırım yapılması gerekiyor. Çünkü dijital dünya yarın bize karşı silah olarak kullanılabilir. Vermiş olduğumuz her bir bilgi bize mermi olarak geri dönecek. Ruhen ve kültürel olarak kimliğimizi değiştirerek bizi asimile etmeye çalışacaklar. İnsanları ve toplumları dijital köle haline getirmek için çalışıyorlar. Bizler farkında olmadan bizi değiştirecekler. Artık sınırları ele geçirme yok, insanları ele geçirme var."
"SOSYAL MEDYA İNSAN PSİKOLOJİSİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLİYOR"
Bahçeşehir Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Uzun, “Günümüzün en büyük eğlencesi olan ama aynı zamanda da en büyük sorunu haline gelen sosyal medya insan psikolojisini olumsuz yönde etkiliyor" dedi.
Kontrolsüz internet kullanımının çocukların üzerinde büyük olumsuz etkileri oluğuna dikkati çeken Prof. Dr. Uzun, "Kontrolsüz sosyal medya, madde bağımlılığından farklı değil. Ergenlik öncesi çocuklarda sosyal medya kullanım oranı oldukça fazla. Pandemi öncesi ve pandemi sonrası sosyal medya kullanımında yüzde yetmiş oranında artış görülüyor. Çünkü insanlar bir şekilde kendilerince oyalanmaya çalışıyor. İnsanlar farkında değil ama sosyal medyanın duygularımıza, bedenimize ve düşüncelere olumsuz etkileri bulunmakta. Çünkü gerçek olmayan yani sanal bir durum karşılarına çıkıyor ve benlik saygılarını düşürüyor. Şimdilerde uygulanan filtrelerle kahverengi göz rengimiz bir anda yeşil olabiliyor. Fakat aynaya baktığımızda gerçeklikle karşılaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARDA UYKUSUZLUĞA DA SEBEP OLUYOR”
İnsanların sosyal medyada hep mutlu hallerini paylaştıklarını, bu kişileri takip eden diğer insanlarında sürekli bir kıyas içerisine girdiğini belirten Uzun, “Bu durum insanlarda mutsuzluğa neden oluyor. Sosyal medya kullanımı özellikle çocuklarda uykusuzluğa da sebep oluyor. Sirkadyen ritimlerini etkiliyor. Ekranın yaydığı beyaz ışık rahatlama ve gelişim için gerekli olan melatonin salgısının azalmasına sebep oluyor. Bu durumda beyin uyanıyor ve uyku sorunları ortaya çıkıyor. Uyku sorunları da beslenme sorunlarını ve gelişimsel bozukluklara sebep olabiliyor” diye konuştu.
DHA