Doç. Dr. Ferah Onat, sınırlama olmaksızın herkese söz hakkı tanıyan sosyal medyanın olayları manipüle etmek veya insanları provoke etmek amacıyla da kullanıldığına dikkat çekti.
Herkesin sosyal medyayı kullanım amacının farklı olabileceğini ve ağımızda bulunan kişilerin bizden farklı bir siyasi görüşü olabileceğini belirten Doç. Dr. Ferah Onat, internet üzerinden yapılan kötü yorumların sosyal ilişkilere geri dönülmeyecek şekilde zarar verebildiğini söyledi.
Doç. Dr. Onat, “Ağımızda olan kişilerle aynı siyasi partiye oy vermemiş olabiliriz. Siyasi görüşlerimiz, etnik kökenlerimiz, yörelerimiz hatta dini inançlarımız farklı olabilir. Ancak o insanları ilişki ağımıza almamızın nedeni onlarla gerçekten iletişim kurmak istememiz. Sosyal medyadaki arkadaşlarımızın paylaştıkları içerik nedeniyle onlarla olan ilişkilerimizi zedelemek ne kadar mantıklı? Görüşlerine tahammül edemiyorsak ilişkimizi toptan bitirebiliriz. Ancak hakaret etmek, kötü yorumlar yazmak ilişkilerimize geri dönülmeyecek şekilde zarar verecektir. Herkesin sosyal medyayı kullanım amacı farklı olabilir. Herkes üzüntüsünü sosyal medyada paylaşmayı tercih etmeyebilir. Birbirimize karşı küfür, hakaret, ayrıştırıcı, bölücü şekilde ifadeler kullanmak, dışlamak, hedef göstermek toplumsal barışa ve huzura zarar vermekten öteye gitmez. Son günlerde yaşanan acı olaylar sonucunda sosyal medyada sürekli görüştüğü insanlarla farklı görüşteki paylaşımlar yüzünden kavga eden, arkadaşlıktan çıkaran yani iletişimi kesenlerin, sosyal medyada kavgayı yüz yüze iletişime kadar taşıyanların sayısının arttığı gözleniyor. Oysa zor günlerde birlikte olmak, acımızı paylaşmak gerekir. Bunu da mümkün olduğunca en sağlıklı iletişim kanalı olan yüz yüze iletişimi tercih ederek yapmalıyız" dedi.
Son zamanlarda sanatçıların da sosyal medya üzerinden hedef gösterilmesine değinen Ferah Onat, “Sanatçıları hedef göstererek kınamak, aşağılamak, tepki vermeyen veya açıklama yapmayan sanatçıları kötülemek, haklarında olumsuz eleştiride bulunmak sıklıkla karşılaştığımız bir durum. İnsanları kategorize etmek, ötekileştirmek yine toplumsal barışı zedeleyen, onlara olan saygıyı ve sevgiyi yıpratan davranışlardır. Bu tür davranışlar tehlike yaratabilir. Ayrıca firmaları ve kurumları hedef göstermenin, yöneticilerine hakaret etmenin, boykota çağırmanın, itibarını zedeleyici paylaşımlarda bulunmanın hukuki yaptırımları olduğunu unutmamak lazım. İnternetle ilgili kanunlarda belirtilen davranışlara ait hapis ve para cezası bulunuyor" dedi.
Gazetelerin sosyal medya hesaplarında veya internet sayfalarında hızlı haber vermek adına sorgulanmadan veya detaylı araştırma yapılmadan paylaşılan yanlış içerikli haberlerin olduğuna da dikkat çeken Ferah Onat, şunları söyledi:
“Türkiye'de gazete ve kitap okuma oranları çok düşük olduğu için sosyal medyada kısa bir şekilde sunulan haberleri, videoları, fotoğrafları hatta capsleri doğruymuş gibi inanma ve paylaşma eğilimi fazla oluyor. Halbuki bir mesaj, paylaşımlarla bin hatta yüzbinlerce mesaja ulaşıp milyonları etkileyebilir. Paylaştığımız içeriğin sonuçlarının neler olabileceğini kestirmek çok kolay değil. Bu yüzden okuduğumuz bir haberi ya da kaynağı belli olmayan herhangi bir içeriği iki, üç değil pek çok güvenilir kaynaktan tekrar tekrar sorgulamak, emin olduktan sonra gerçekten gerekliyse paylaşmakta yarar var. Ayrıca 'caps' dediğimiz altına sonrada yazı ilave edilmiş fotoğrafların varlığını sıklıkla görüyoruz. Ancak bunların büyük bir kısmı sosyal medya kullanıcıları tarafından üretilmiş ve gerçekliği göstermeyen fotoğraflar olabiliyor. Bazen bu fotoğrafların peşine düşenler zaten bu görüntülerin birkaç yıl önceye ait olduğunu veya başka bir coğrafi bölgede çekilmiş olduğunu tespit edebiliyor. Bu nedenle her gördüğümüze inanmamakta fayda var."
Türkiye'de 12 milyon Twitter, 35 milyon Facebook kullanıcısı bulunuyor.
DHA