Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, özel bir televizyon programına konuk oldu. Ramazan ayını tebrik eden Erbaş, "Cenab-ı Hak, bu Ramazan ayını en verimli bir şekilde geçirmeyi hepimize, bütün İslam alemine nasip eylesin inşallah." dedi.
Başkan Erbaş, bu yılki Ramazan ayı temasını "Şifa Ayı Ramazan" olarak belirlediklerini, bu sayede Ramazan ve Kur'an-ı Kerim'in müminler için bir şifa olduğuna dikkat çekmeyi amaçladıklarını söyledi.
Kur'an-ı Kerim'in, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderildiğini ifade eden Başkan Erbaş, "Kur'an'ın tamamı şifadır. Kur'an'ın tamamı müminler için rahmettir. Kur'an'daki tüm emirler, bütün müminler, bütün insanlar için şifadır. Rabbim, bu şifadan bütün insanlığı mahrum bırakmasın." diye konuştu.
"Zekat, toplumun şifa kaynağıdır"
Zekatın önemine değinen Başkan Erbaş, şunları söyledi;
"Namaza, oruca, hacca ne kadar önem veriyorsak zekata en az o kadar önem vermek durumundayız. Kur'an-ı Kerim'de 27 ayette de zekat ile namaz peş peşe anılır. Yani önce namaz, sonra zekat. Namaz nasıl insanı bütün kötülüklerden alıkoyarak onun şifa bulmasına vesile oluyorsa zekat da toplumun şifa kaynağıdır. Toplumu diri tutmak, sağlam tutmak, zekatla mümkündür.
Müslümanlar, Allah Teala'nın emretmiş olduğu zekatı kuruşu kuruşuna hesaplayıp fakire fukaraya, garibe gurebaya, mazluma mağdura ulaştırmalıdır. Namaz nasıl farzsa bu da farz.
Zengin olan insanlar zekatını versin, Allah'ın emrini yerine getirsin ve yoksul insanlar da bu yoksulluktan kurtulsun. Toplumdaki sıkıntıları kaldıran zekatta sadece maddi noktada bir fayda yoktur, aynı zamanda fakir ile zengin arasındaki bağı güçlendirir. O sevgi ve saygı bağını güçlendirir. O da toplumsal bir şifadır."
"Bu şifa aramamız gereken ne kadar kötü bir hastalık"
Bir kimsenin, kendisini ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmaması gerektiğini kaydeden Başkan Erbaş, şu tavsiyeleri dile getirdi:
"Toplum bugün böyle bir hastalığa tutulmuş, en büyük hastalıklardan birisi. Şu Ramazan ayında, şu şifa ayında şifa aramamız gereken en kötü hastalıklardan birisi de kendimizi ilgilendirmeyen şeylerle meşgul olmamızdır. Dedikodu, yalan, gıybet, iftira bunun içerisinde. Sosyal medya bugün maalesef bu durumda. Düşünebiliyor musunuz, birisi sizinle hiç alakalı olmayan bir konuyu sanki siz söylemişsiniz gibi sizin ağzınızdan sosyal medyada bir twit atıyor, o yalanı binlerce kişi beğeniyor, paylaşıyor. Sanki siz bunu söylemişsiniz. Bu şifa aramamız gereken ne kadar kötü bir hastalık. Ne olur kardeşlerimiz buna dikkat etsinler."
iha