Öldüğünü söyleme; onlar hatırlasın.
Ne bilsin zavallılar; bir gün ölüm var!
Öldüğünü söyleme; aynalardan sorsunlar.
Sen yaşarken bir adın var mıydı?
Seni bir nefes gibi ararlar mıydı?
Öldüğünü söyleme;
Şehri terk ederler; şehirler ölür!
Öldüğünü söyleme; işi bırakır mezarcılar!
Ölüler kıyamete kadar ortada kalır.
Bilmesinler; bak; herkes işinde gücünde!
Öldüğünü söyleme; üzülmesinler.
Öldüğünü söyleme; dallarda gün ışığı...
Öldüğünü söyleme; içim dünya kırışığı...
Öldüğünü söyleme; her yanım düş kırığı...
Öldüğünü söyleme; hey ölüm alışığı...
Ah, bu dünyalılar ağlarlar da gülmezler.
Sırtlarına bir heybe atıp yollara düşerler.
Yazda üşürler; kışta, karları kefen görüp terlerler!
Öldüğünü söyleme; ölüm nedir bilmezler!
Sözlükte ölüm maddesi; bakalım ne demekte?
Hayatın yanı dibinde; bakınız; ölüm!
Öldüğünü söyleme şehirler çok geveze!
Haberlerde "sayıyla" duyurulur ölümler.
Ölüm ki tek tek; hayat gibi herkese;
Ah bitmeyen emeller; ölüme nasıl perde!