Evet kılınır. Bu Ramazan bayramında, bayram namazını ben stadyumda kıldım.
Geçtiğimiz yıllarda, Filipinler'in Mindanao adasındaki Müslüman Özerk Bölgesi başkenti Marawi'de, bayram namazının stadyumda kılındığını duymuştum. Hatta resimlerini de görmüştüm. Ama onlarla beraber namaz kılmak bu sene nasip oldu.
Marawi 1000 metre irtifada, Filipinler'deki nem oranı az, ender serin bir şehirdir. Nüfusunun tamamı Müslüman olduğu için şehrin adı "Marawi Islamic City" diye geçer. Bilmiyorum, dünyada "Islamic City" tabirini kullanan başka şehir var mı? Google'dan araştırdım, ben ikincisini bulamadım.
Doğrusu, bu "Islamic City" tabirini, Mekke-Medine bile kullanmazken, Marawi adına, içini doldurmak açısından fazla iddialı ve bir cihette lüzumsuz görüyorum. Çünkü "Islamic City" dediğinizde her yönüyle Müslüman bir şehir olarak meydana atılmanız lazım ki, Marawi için bunu söylemek çok zor. Ama yine de şehre girer girmez, insanlarıyla, camileriyle, mimarisiyle bir İslam şehrine girdiğinizi hemen hissedersiniz.
Marawi'yi Ramazan'ın son on gününde de ziyaret etme imkanım olmuştu. 100.000 nüfuslu şehirde yüz elliden fazla cami var. Gece sabaha kadar, tatlı tatlı minarelerden yükselen teheccüd namazı kıraatleri, insana derin bir huzur hali veriyordu.
Bulunduğumuz şehre 130 km. mesafede olduğu için bayram namazını Marawi'de kılmaya karar verdik. Zira Marawi'de bayram namazı, sadece Filipinler'in en büyük ikinci devlet üniversitesi olan Mindanao Devlet Üniversitesi'nin stadyumunda kılınıyor. Bütün şehir, hep beraber tek yerde kılıyor. Kısa bir maceralı gece seyahatinden sonra, sabaha karşı Marawi'ye vardık.
Sabah namazından sonra, gün ışırken, adeta sokaklardan bir insan nehri akıyordu. Erkek-hanım, çoluk-çocuk, yediden yetmişe insanlar, kiminin elinde seccadeler, kiminin koltuğunda kilimi, kiminin omzunda halısı, bu stadyuma akın ediyorlardı. Adeta manevi bir festival gibi, herkeste sevinç, herkeste bir neşe...
Yerel kıyafetlerle süslenmiş o şirin çocuklar, bayram ve özel günlerde giyilen kıyafetlerle büyükler, rengarenk bir tablo..
Namaz vakti girinceye kadar, dev hoparlörlerle kesintisiz teşrik tekbirleri ve imamın fitreyi hatırlatan cümleleri.. Herkesin eline stadyum girişlerinde Tekbirat-ı Mürsel denilen teşrik tekbiri ve duasının yazılı olduğu kağıtlar veriliyor. Kağıdı alan, hoparlöre eşlik etmeye başlıyor. Önce yüzlerce, sonra binlerce insan...
Bu ulvi uğultuyu dinleyince, Kâbe'nin damından saatlerce dinlediğim, tavaf eden insanların ulvi uğultusu aklıma geldi.
Vakit girince hep beraber namaza duruldu ve sonra yerel dillerden Maranao dilinde hutbe. Bu güzel atmosfer, hutbedeki Arapça ayet ve hadisler dışındaki kısmı anlayamıyor olmamızın verdiği sıkıntıyı hissettirmedi bize..
Ve hutbeden sonra, ayakta topluca bayramlaşma.. Herkes birbiriyle kucaklaşıyor, selamlaşıyor, tebessümler ve muhabbetli simalarla, bayramın ilk anında, Arapça ibarelerden yerel dillerine geçmiş olan "Eid mabruk" veya "Eid said" cümleleri ile tebrikler başlıyor.
Ve şevkli bir ısrarla, herkes birbirini evine kahvaltıya davet ediyor. Kim kime galip gelirse.. Kim kimi ikna edebilirse..
Stadyumdaki tek yabancı ekip biz olduğumuz için pek çok aile bizi de davet etti. En son bir evde karar kıldık.
Buradaki bayram namazında gördüğüm en güzel, en anlamlı şey, bayram namazlarına ailecek gelme âdetinin yaygın olması. Özellikle küçükten büyüğe, tüm çocukların o atmosferi teneffüs etmeleri, gerçekten minicik hafızalara nakşolan güzel ve mühim bir tablo..
Not: Bu yazıyı yazarken, Atina'da stadyumda kılınan bayram namazı haberi düşmüştü. Benzer bir tablonun orada da yaşandığını gördüm.
Rabbim nice böyle güzel bayramlara eriştirsin inşaallah..
Haber 7