-Selamun Aleykum.
-İyi geceler.
-Beyefendi tebrik ederim, özel bir reyting yakalamışsınız.
-Teşekkür ederim, sizinkinin yanında bir şey sayılmaz.
-Estağfirullah, ilkeli ve sorumlu gazetecilik anlayışınız sayesinde efendim bunlar.
-Siz de ekranlara alışık olmadığımız bir tat getirdiniz, sayenizde aydınlanıyoruz.
-Şart bunlar efendim, şart... Aydın'lanmamız sayesinde oldu bunların hepsi. Aydın Bey büyük özveride bulundu. Ekranları dini bir programa açtı..
-Şart demişken, hocam, geçen gün bir yerde sordular, İslamın şartı kaçtı? Beş miydi elli beş miydi?
-Beş tabii ki, Uğur Bey, beş... Aşkolsun, bunu bilmeyecek ne var? Elli beş, çok fazla olurdu doğrusu..
-Bunlar arasında namaz da var mıydı?
-Namaz mı? Var tabii... Hem de ikinci şart.. Hatta, onsuz diğer şartların da bir anlamı kalmıyor.
-Hımm... Cenaze namazı bunlardan biri, sanıyorum. Bir de bayram namazları vardı galiba...
-Gerdek gecesi namazını unuttunuz, Uğur Bey....
-İlginç! Böyle bir şey de mi var?
-Geçenlerde anlatmıştım... Kılmadıysanız kazasını bile kılabilirsiniz... Pardon, arkadaşlar beni çağırıyor makyaja... İzninizle.
-Bir dakika hocam, Cuma Namazı da var mıydı şartların içinde...
-Niye sordunuz?
-Az önce seyretmediniz mi?
-Özür dilerim, kostümlerle ilgili bir sorun yaşadık, meşguldüm. Ama bir ara anahaberde namaz kılan öğrencileri görür gibi oldum. Elinize sağlık. Böyle manzaraların çoğalması gerek. Cuma namazı mıydı o görüntüler...
-Evet, evet.. Üstelik sokakta. Caminin içinde bile değil. Bir gösteri havası da vardı.
-Uğur Bey, biliyorsunuz, camiler cuma cemaatini almaz, genellikle.. Cemaat ister istemez sokağa taşar...
-İyi ki de taşmışlar.. Anadolu Yakasında bir okulun öğretmenleri öğrencileriyle birlikte Cuma namazına gitmişler... Kameralarımızla saptadık...
-Kameralar konusunda dikkatli olmak lazım Uğur Bey... Ben stüdyoda mutlaka jimmy isterim. Bir de yakın plan çekimelere dikkat etmeli.. Yoksa, duygusal anlar kaçabiliyor. Göz yaşı falan..
-Haberlerde jimmy kullanamıyoruz, çok göze çarpıyor... Saklayamıyorsunuz..
-Bence çoluk çocuk, kadın erkek herkesin katıldığı bir Cuma namazını jimmy ile çekmek çok göz yaşartıcı olur.. Bu konuda size yardımcı olabilirim. Duygusal anları yakalamak önemli.. Bilhassa hutbede imamın uyarılarıyla sarsılan insanları.. Kucağında ağlayan çocuğuyla namaz kılan kadınları..
- Çocuklar ağlamıyorlardı sanıyorum. Malum, bizimkiler haberci.. Bir de gizli çekim olunca... Çocukların ağlamalarını görüntüleyemedik. Belki evlerinde ağlıyorlardır şimdi...
-Tebrik ederim. Ağlattıysanız, helal olsun..
-Okul müdürünün anasını da ağlattık...
-Harika... Ağlarsa analar ağlar zaten!
-Ancak, İl Milli Eğitim Müdürü çok duygusuz çıktı. Çocuklar hocalarıyla birlikte, velilerinin bilgisi dahilinde cuma namazına gidebilir dedi... Ciddiye almadı yayınımızı...
-Müzik de önemli Uğur Bey... "Medineye Varamadım"ın fon müziğini kullanabilirsiniz mesela.. Bir de yanık sesli bir kafa sesi, sizin tabirinizle, perfore yani... "Cennette Muhammed'in Düğünü Var" da iyi parça.. Oyun havası var ama yine de etkileyici.. Bunlar bürokrat kesimi. Taş kalplidir bunlar.. Kolay kolay etkilenmezler.
-İyi diyorsunuz da hocam, biz daha çok gerilim müziklerini tercih ederiz. Çocukların bir eğilme sahnesi [rükuya kastediyor] vardı ki topluca, tam oraya, eşek eti satan kasaplarda kullandığımız fon müziğini ve perfore sesini kullandık.
-Dönüş aldınız mı peki Uğur Bey...
-Tabii.. Dönüşlerini de çektik çocukların... Kamerayı görünce öyle bir kaçışları vardı ki, görmeyin. Asıl burası çok reyting aldı, yüzlerini kapatan çocuklar, kameranın objektifini avucuyla kapatan öğretmenler. Biz buraya da, genellikle "ortam birden gerildi" diye bir cümle koyarız... Müziği keseriz burada.. Daha çok, koşuşturma, bağırış çağırış gibi çevre sesleri etkili olur.. Burasını özellikle uyuşturucu imalathanelerinin kapısından içeri girerken kullandığımız kamera açılarıyla süsleriz. Çocukların kaçışması da, asfalt kenarlarında polisi görünce kaçan travestilerinkilerine benzer görüntüler oluşturdu....
-İşiniz baya zormuş Uğur Bey... Allah size kolaylık versin. Neyse, arkadaşlar, son reklam girdi diyorlar, program öncesi.. Kalkayım. Ben de bugün şahane bir menkıbe anlatacağım.. Peygamberimizin ilk Cuması.. Kuba'da.. Değil İl Milli Eğitim Müdürü, Milli Eğitim Bakanı bile olsa ağlar...
-Küba'ya da mı gitmiş Muhammed?
-Uğur Bey, benden duymuş olmayın ama muhafazakar kesimdeki güvenilirliğiniz giderek kayboluyor. Cuma namazını anahabere taşımak yetmez.. Bu gidişle piliç reklamlarına da çağrılmayacaksınız. Bildiğim kadarıyla piliççilerin çoğu muhafazakar...
-Sorumlu ve ilkeliyiz ya, hocam. Daha ne olsun.
-Bence benim programa bir katılın.
-İyi ama...
-Merak etmeyin, bir şey konuşmanız gerekmiyor. Sadece dinleyeceksiniz. Sanatçı arkadaşları çağırdığımızda öyle yapıyoruz.
-Ne kadar doğru olur. Hem de Atatürk Cumhuriyetinde... Ağlarız mağlarız sonra.. Adımız laike çıkmış bir kere.
-Rica ederim, siz ağlamasanız da olur. Kanalımızda birinin ağlaması yeter.
-Ben kalkayım...
-Ben de gidiyorum zaten. Ne diyecektim, bence bir cenaze namazına falan katılın Uğur Bey. Muhafazakar kesime mesaj göndermiş olursunuz. İnançlara saygılı ama laikliğe bağlıyız gibi. Bu kadarını paşalarımız bile yapmıştı 28 Şubat'ta hani.. Bir şey olmadı.
-Aklıma yattı, yatmasına da... Bizi yuhalamasın cemaat!
-Olur mu Uğur Bey, onlar sandığınız kadar kaba değil. Hele bir gelin, sizi omuzlarda taşırlar...
-Sahi mi? Ne zaman kılınır bu cenaze namazı, hocam?
-Hiç belli olmaz Uğur Bey, her an çağırabilirler...
-...