Bismillahirrahmanirrahim
Yirminci Mektup
...
ÜÇÜNCÜ KELİME
لاَ شَرِيكَ لَهُ Şu kelimeyi, Otuz İkinci Sözün Birinci Makamı gayet kuvvetli ve şâşaalı bir surette ispat ettiğinden, ona havale ederiz. Onun fevkinde beyan olamaz; ondan daha ileri beyana lüzum yok ve izah edilmez.
DÖRDÜNCÜ KELİME
لَهُ الْمُلْكُ Yani, ferşten Arşa, serâdan Süreyya'ya, zerrattan seyyârâta, ezelden ebede kadar herbir mevcut, semâvât ve arz, dünya ve âhiret, herşey O'nun mülküdür. Malikiyet mertebe-i uzmâsı, tevhid-i âzam suretinde O'nundur.
Şu mertebe-i uzmâ-yı malikiyet ve makam-ı âzam-ı tevhidin bir hüccet-i kübrâsı, lâtif bir zamanda ve lâtif bir hatırada, Arabî ibaresinde, şu âcizin hatırına ilka edildi. O lâtif hatıranın hatırı için, aynı ibare-i Arabiyeyi kaydedip sonra meâlini yazacağız.
لَهُ الْمُلْكُ ِلاَنَّ ذَاكَ الْعَالَمَ الْكَبِير كَهٰذَا الْعَالَمِ الصَّغِيرِ مَصْنُوعُ قُدْرَتِهِ مَكْتُوبُ قَدَرِهِ اِبْدَاعُهُ لِذَاكَ صَيَّرَهُ مَسْجِدًا اِيجَادُهُ لِهٰذَا صَيَّرَهُ سَاجِدًا اِنْشَۤاؤُهُ لِذَاكَ صَيَّرَ ذَاكَ مِلْكًا اِيجَادُهُ لِهٰذَا صَيَّرَهُ مَمْلُوكًا صَنْعَتُهُ فِى ذَاكَ تَظَاهَرَتْ كِتَابًا صِبْغَتُهُ فِى هٰذَا تَزَاهَرَتْ خِطَابًا قُدْرَتُهُ فِى ذَاكَ تُظْهِرُ حِشْمَتَهُ رَحْمَتُهُ فِى هٰذَا تُنَظِّمُ نِعْمَتَهُ حِشْمَتُهُ فِى ذَاكَ تَشْهَدُ هُوَ الْوَاحِدُ نِعْمَتُهُ فِى هٰذَا تُعْلِنُ هُوَ اْلاَحَدُ سِكَّتُهُ فِى ذَاكَ فِى الْكُلِّ وَاْلاَجْزَۤاءِ خَاتَمُهُ فِى هٰذَا فِى الْجِسْمِ وَاْلاَعْضَاءِ 1
Dipnot-1: Mülk umumen O'na aittir. Zira şu büyük âlem, tıpkı bu küçük âlem gibidir; her ikisi de O'nun kudretinin masnuu ve kaderinin mektubudur. Şu büyük âlemi ibdâ ederek onu bir mescid haline getirmiş, bu küçük âlemi icad ederek onu da bir sâcid kılmıştır. Şunu bir mülk şeklinde inşa etmiş, bunu da bir memlük olarak icad etmiştir. Şundaki san'atı bir kitap olarak tezahür etmiş, bundaki sıbğası ise hitap çiçekleri suretinde açmıştır. Şunda kudretiyle haşmetini gösterir; bunda ise rahmetiyle nimetlerini tanzim eder. Şundaki haşmeti O'nun vâhidiyetine şehadet eder; bundaki nimetleri ise O'nun ehadiyetini ilân eder. Şu büyük âlemin küll ve eczalarında O'nun sikkesi okunduğu gibi, bu küçük âlemin cisim ve âzâlarında da O'nun hâtemi vardır.
Bediüzzaman Said Nursi
Mektubat
Risale-i Nur, bediüzzaman said nursi