Bismillahirrahmanirrahim
DÖRDÜNCÜ NÜKTE
Bir zaman rabıta-i mevtten ve 1 اَلْمَوْتُ حَقٌّ kaziyesindeki tasdikten ve âlemin zeval ve fenâsından gelen bir hâlet-i ruhiyeden, kendimi acip bir âlemde gördüm.
Baktım ki, ben bir cenazeyim, üç mühim büyük cenazenin başında duruyorum.
Birisi: Benim hayatımla alâkadar ve mazi kabrine giren zîhayat mahlûkatın heyet-i mecmuasının cenaze-i mâneviyesi başında bir mezar taşı hükmündeyim.
İkincisi: Küre-i arz mezaristanında, nev-i beşerin hayatıyla alâkadar envâ-ı zîhayatın heyet-i mecmuasının mazi mezarına defnedilen azîm cenazenin başında bulunan, mezar taşı olan bu asrın yüzünde çabuk silinecek bir nokta ve çabuk ölecek bir karıncayım.
Üçüncüsü: Şu kâinatın kıyamet vaktinde ölmesi, muhakkaku’l-vuku olduğu için, nazarımda vâki hükmüne geçti. O azîm cenazenin sekeratından dehşet ve vefatından beht ve hayret içinde kendimi görmekle beraber, istikbalde de muhakkaku’l-vuku olan vefatım o zaman vuku buluyor gibi göründü ve 2 فَاِنْ تَوَلَّوْا ilh. sırrıyla, bütün mevcudat, bütün mahbubat, benim vefatımla bana arkalarını çevirip beni terk ettiler, yalnız bıraktılar. Hadsiz bir deniz suretini alan ebed tarafındaki istikbale ruhum sevk ediliyordu. O denize ister istemez atılmak lâzım geliyordu.
İşte, o pek acip ve çok hazin hâlette iken, iman ve Kur’ân’dan gelen bir medetle, فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِىَ اللهُ لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ 3 âyeti imdadıma yetişti ve gayet emniyetli ve selâmetli bir gemi hükmüne geçti. Ruh, kemâl-i emniyetle ve sürurla o âyetin içine girdi.
(Lem'alar | Onbirinci Lem'a)
---
1 : “Ölüm gerçektir.” bk. Ahmed b. Muhammed, Kitâbü Usûli’d-Dîn 1:213; el-Kınnevcî, Katfü’s-semer fî Beyânî Akîdeti Ehli’l-eser: 1:121.
2 : “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa.” Tevbe Sûresi, 9:129.
3 : “Eğer senden yüz çevirecek olurlarsa de ki: Allah bana yeter. Ondan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ben Ona tevekkül ettim. Yüce Arşın Rabbi de Odur.” Tevbe Sûresi, 9:129.