Azize Çiğdem Eroğlu'nun yazısı
İnsanlar gibi diğer tüm canlı varlıkların da ihtiyaç duyduğu, yokluğunda hayatın devamının mümkün olmadığı; varlığı ile canlıların yaşamalarının devamına vesile olan su… Tıpkı hava, güneş, toprak gibi vazgeçilmez unsurlardan biri. Öyle ki uğruna savaşların yapıldığı ve yapılmaya devam edilen bir hazine.
İhtiyaç duyduğumuz her şeyi içinde barındıran, dünya denilen alemi biz insanlar için yaratan Rabbimiz, ‘’su ‘’ gibi bir nimeti de hizmetimize sunmuştur.
Bize bir bardak su ikram edene "su gibi aziz ol"’ gibi bir temenni de bulunmak, ya da birini arkasından su döküp, dualar eşliğinde yolculamak, büyüklerimizden gördüğümüz güzel davranışlardan biridir, suyun değerini anlamak adına.
Dünyanın 4'te 3’ünü; insanın da yüzde yetmiş beşini su oluşturmaktadır. İhtiyaç duyduğumuz suyun yeterli olmadığı durumlarda nasıl ki vücudumuz hayati görevlerini yerine getiremiyorsa; dünya da sahip olduğu su kaynaklarının azalması halinde insanlar başta olmak üzere tüm canlıların yaşam imkanlarının azalmasına sebep olabilmektedir.
Hayatımızın sağlıklı bir şekilde devam etmesi, gün içerisinde tüketeceğimiz temiz suya bağlıdır. Aynı şekilde kişisel temizliğimiz başta olmak üzere ev, iş yeri gibi mekanların temizliği de suyla mümkündür.
İhtiyaç duyduğumuz yiyeceklerin devamı da yine yeterli su kaynaklarına bağlıdır.
Her yönüyle merhametiyle bizleri kuşatan Yüce Allah (cc), yere düşen her yağmur damlası ile rahmetinin devamını bizlere göstermektedir. Özellikle kış ve bahar aylarında kar ve yağmurun yağması demek, toprağın ve diğer su kaynaklarının zenginleşmesi demektir. Bu durumun yokluğunda insanlar ve başka canlılar olarak, büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalabilmektedir. Tarih boyunca bunun örneklerine rastlamak mümkün. ‘’Her şey zıddıyla bilinir’’ düsturunca yağmurun yağmadığı uzun kuraklık dönemlerinde, rahmete kavuşmak için yağmur duasına çıkılması, su gibi eşsiz bir nimetin farkına vardığımız önemli zaman dilimlerinden biridir.
Susuzluktan kurumuş dudakların, çatlayan toprakların ne demek olduğunu böyle bir durumda daha iyi anlamaktayız.
Oruç tuttuğumuz uzun yaz günlerinde ‘’açlık neyse de susuzluğa dayanılmıyor’’ gibi sözleri çok duymaktayız. İftar sofrasında elimizde su dolu bardağı tutarken, saniyelerin ve hatta saliselerin hesabını yapmak bizlere ne kadar zor gelmektedir. Suyla buluştuğumuz an, dünyanın tüm servetinin bize sunulması ile değiştiremeyeceğimiz kadar kıymetlidir.
Yüce Rabbimiz, bütün canlıların ihtiyaçlarını karşılayabilecek yeteri miktarda su kaynaklarını da yaratmıştır. Bu bolluk içinde akıl sahipleri olarak A’raf suresi 31. Ayet-i Kerime’de Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Çünkü Allah (cc), israf edenleri sevmez."
Aynı şekilde Peygamber Efendimiz de (sav), akan su kenarında abdest alırken normalden fazla su kullanmamızın israf olacağı konusunda bizleri uyarmaktadır.
Çünkü su, insana verilmiş büyük bir nimettir. İnsanlığın ortak malıdır. Fazladan kullandığımız her damla su da bu nimetten faydalanamayan insanların haklarının olduğunu unutmamalıyız. Bugün dünyanın bazı coğrafyalarında su kıtlığı çeken, içmek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için temiz su bulamayan milyonlarca insan var. Kirli sularla ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalan insanlar, çeşitli bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmektedirler. Maalesef bu sebepten hayatını kaybedenlerin sayısı da oldukça fazladır.
Bizler evlerimizde duş alırken, dişlerimizi fırçalarken, abdest alırken ve diğer ihtiyaçlarımız için harcadığımız suyun şükrünü, israf etmeyerek yerine getirmiş olacağız. İsraf ettiğimiz her nimetten sorumluyuz. Şükür, nimeti çoğalttığı gibi; şükürsüzlük de aynı ölçü de nimetin azalmasına sebep olmaktadır.
Gerek ülkemizin, gerekse dünyanın sınırlı su kaynaklarını gereği gibi kullanmak adına, çocuklarımıza örnek olmak adına, çevre bilinci gelişmiş nesillerin yetişmesi için elimizden gelen gayreti göstermeliyiz. Aksi halde gerek bizler ve gerekse bizden sonra gelecek insanları zor durumda bırakacak durumlar ile karşılaşma ihtimali çok yüksek olacaktır.
Bunu yaşamamak adına hepimiz üzerimize düşen görevi titizlikle yerine getirme konusunda gayretli olmalıyız.
Su, hayattır. Hayatın devamı da gayrete bağlıdır.
Su gibi aziz olmak duası ile… Sevgiyle Kalın…