'Başsız tavuk canavarı' lakaplı derin deniz yaratığı, Doğu Antarktika'daki Güney Okyanusu'nda ilk kez filme alındı.
Deniz hıyarlarının 'olağan dışı' bir türü olarak tanımlanan Enypniastes eximia, Avustralyalı araştırmacılar tarafından yeni sualtı ekipmanı kullanılarak fotoğraflandı.
The Guardian'da yer alan habere göre, 'Başsız tavuk canavarı' daha önce sadece Meksika Körfezi'nde 2.500m derinlikte filme alınmıştı. 11 cm ile 25 cm arasında değişen büyüklükteki bu canlı, yeni besleme yerlerine taşınmasına ve yırtıcılardan kaçabilmesine olanak sağlayan yüzme yapısına ve dokunaçlarına sahip.
Avustralya Antarktik Bölümü'nün program lideri Dr Dirk Welsford, "Kameralardan gelen bazı görüntüler nefes kesici, bunlar dünyanın bu bölgesinde hiç görmediğimiz türler" ifadelerini kullandı.
'Başsız tavuk canavarı', Antarktika Deniz Yaşamı Kaynaklarının Korunması Komisyonu'nun (CCAMLR) uzun hat balıkçılığı için geliştirilen bir kamera sistemini kullanması sonucunda görüntülendi.
Uzun erimli balıkçılık faaliyetleri için tasarlanan bu sistemin oldukça dayanıklı olduğu biliniyor.
'AŞIRI BASINÇ ALTINDA ÇALIŞABİLECEK'
Dr. Welsford, kullanılan sistemle ilgili olarak "Kullanılan teknenin yan tarafından atılabilecek ve uzun süre boyunca denizin karanlık zemininde aşırı basınç altında güvenilir bir şekilde çalışmaya devam edecekti" dedi.
Ekip tarafından kaydedilen görüntülerde, 'başsız tavuk canavarına' ilişkin ilginç anlar kaydedildi.
Kaynak: Sputnik
RİSALE-İ NUR'DAN: ÇEŞİT ÇEŞİT ELBİSE, ERZAK, ESLİHA, TALİM, TERHİS
Hem nasıl ki dört yüz bin millet içinde bulunan ve her milletin istediği erzakı ayrı ve istimal ettiği silâhı ayrı ve giydiği elbisesi ayrı ve talimatı ayrı ve terhisatı ayrı olan bir ordunun mu’cizekâr bir kumandanı, tek başıyla bütün o ayrı ayrı milletlerin ayrı ayrı erzaklarını ve çeşit çeşit eslihalarını ve elbiselerini ve cihazatlarını, hiçbirini unutmayarak ve şaşırmayarak verdiği o acip ordu ve ordugâh, şüphesiz, bedahetle o harika kumandanı gösterir, takdirkârâne sevdirir. Aynen öyle de, zemin yüzünün ordugâhında ve her baharda yeniden silâh altına alınmış bir yeni ordu-yu Sübhânîde nebatat ve hayvanat milletlerinden dört yüz bin nev’in çeşit çeşit elbise, erzak, esliha, talim, terhisleri gayet mükemmel ve muntazam ve hiçbirini unutmayarak ve şaşırmayarak, birtek kumandan-ı âzam tarafından verilen küre-i arzın bahar ordugâhı, ne derece mezkûr insan ordu ve ordugâhından büyük ve mükemmel ise, sizin okuyacağınız fenn-i askerî mikyasıyla dikkatli ve aklı başında olanlara o derece küre-i arzın Hâkimini ve Rabbini ve Müdebbirini ve Kumandan-ı Akdesini hayretler ve takdislerle bildirir ve tahmid ve tesbihle sevdirir. (Şualar, On Birinci Şuâ, Altıncı Mes'ele)
DENİZİN DİBİNDEKİ BÖCEKLERE RIZIK NEREDEN GELİYOR?
Evet, 1 إِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ âyeti, iâşeyi ve infakı Cenâb-ı Hakka tahsis edip hasrettiği gibi,
وَمَا مِنْ دَابَّةٍ فِى اْلاَرْضِ اِلاَّ عَلَى اللهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا كُلٌّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ 2
âyeti dahi, bütün insanların ve hayvanların rızıklarını taahhüd ve tekeffül-ü Rabbânî altına aldığı, hem
وَكَأَيِّنْ مِنْ دَابَّةٍ لاَ تَحْمِلُ رِزْقَهَا اَللهُ يَرْزُقُهَا وَإِيَّاكُمْ وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ 3
âyeti de, rızkı tedarik edemeyen, âciz ve iktidarsız olan zaif biçarelerin rızıklarını umulmadık yerden, belki gaybdan, belki hiçten, meselâ, denizin dibindeki böceklere hiçten ve bütün yavrulara umulmadık yerlerden ve bütün hayvanlara her baharda âdetâ sırf gaybdan infaklarını bilfiil tekeffül ederek bilmüşahede vermekle, esbabperest insanlara dahi, esbab perdesi altında yine o veriyor diye ispat ve ilân ettiği gibi, pek çok âyât-ı Kur’âniye ve hadsiz şevâhid-i kevniye, bil’ittifak herbir zîhayatın birtek Rezzâk-ı Zülcelâlin rahîmiyeti ile beslendiklerini gösteriyorlar. (Asay-ı Musa)
1 : “Şüphesiz ki rızık veren, ancak mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah’tır.” Zâriyat Sûresi, 51:58.
2 : “Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkını vermek Allah’a âit olmasın. Allah onların rahimlerdeki yerini de bilir, yaşayıp öleceği yeri de. Bunların hepsi apaçık bir kitapta yazılmıştır.” Hûd Sûresi, 11:6.
3 : “Yeryüzünde yürüyen ve kendi rızkını yüklenemeyen nice canlının ve sizin rızkınızı Allah verir. O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla bilendir.” Ankebut Sûresi, 29:60.