RisaleHaber-Haber Merkezi
Şule Yüksel Şenler, Huzur Sokağı romanının meydana geliş hikayesini anlattı. Şenler, şunları söyledi:
Her şey niyetle başlıyor. Eğer niyetinizde ihlaslı, samimi iseniz yani sadece Allah rızası için bir şey yapmaya çalışıyorsanız karşılığı da böyle güzel oluyor. Huzur Sokağı sadece hizmet duygusuyla yazılmış bir roman. Ben romancı olayım diye yola çıkmadım. Çok okunsun, insanlar beni tanısın duygularından uzak ellerimi açar yalvarırdım: Allah'ım Huzur Sokağı'nı öyle geniş kitlelere duyur ki bu hakikatler pek çok hidayetlere vesile olsun. İslam'la barışık bir hayat sürsün insanlar. Sen bunu bana göster, diye dua ettim hep.
Huzur Sokağı'nın çıkışı çok enteresandır. Ben o yıllarda haftalık bir kadın gazetesinde yazılar kaleme alıyordum. Başı açık bir resmim vardı köşemde. Yalnız gazetenin sahibiyle anlaşamıyorduk. "Şule Hanım niye yazılarınızda hep Allah geçiyor? Başka mevzuda yazamıyor musunuz? Bahar gibi genç kızsınız." diyordu. Risale-i Nurlarla tanışan ağabeyimin anlattığı hakikatler dökülüyordu kalemimden. Maneviyata karşı arayış içinde olduğum yıllardı. Birçok gruplara girdim çıktım. Ama maalesef hiçbirinde aradığımı bulamadım.
Bu arada ağabeyimin yakın arkadaşı Kemal Ural Bey, Şule dergisini çıkarmaya başladı. Bu mecmuada bir şiirim yayımlandı. Şule mecmuası için kısa bir roman ya da uzun bir hikaye yazayım diye aklımdan geçirdim. Karakterler zamanla oluştu. Bilal karakteri ağabeyimdir. Feyza da benden çok iz taşır. Fakat Şule dergisi kapandı. Rejisör Yücel Hekimoğlu, ağabeyim vasıtasıyla benden bir senaryo istedi, film yapacakmış. Ben de çatısı hazır olan hikayeyi senaryolaştırdım...
Yücel Hekimoğlu senaryoyu okuyunca "Bu o kadar güzel duygularla yazılmış. O kadar tertemiz bir dünyayı anlatıyor ki. Bunu çekip de yazık edemem. Bunu benden kurtar." demiş. Sonra Şevket Eygi Bey bunu öğreniyor. Ağabeyime "Üzeyir, Şule Hanım bunu roman yapsın biz de gazetede tefrika edelim." diyor. Tefrika edildiği günlerde büyük yankı uyandırdı. Gazetenin tirajı muazzam arttı.