Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen program Şule Yüksel Şenler’in mücadelesinin yakın tanıkları ile yapılan röportajların yer aldığı sinevizyon gösterisi ile başladı. Ardından panelde ilk konuşmayı yapan moderatör Demet Tezcan, Şenler’in en karamsar günlerde bile dindar kadınlara cesaret aşıladığını belirterek, “O, henüz 27 yaşında, tek başına, ne derler demeden yola çıkmış, Türkiye’yi karış karış dolaşarak Müslüman kadın kimliğini inşa etmiştir” dedi.
Yaşadığı hiçbir zorluğun Şenler’i yolundan döndüremediğini vurgulayan Tezcan, “Şule Abla hayattayken hep ‘acaba on başörtülü kadını bir arada görebilecek miyim’ diye düşünür, bunun için dua ederdi. İşte bu salonu dolduran başörtülü kadınlar onun kabul olmuş duaları” değerlendirmesinde bulundu.
“Şule Hanım kadar onu anlayanlar da değerlidir”
Devlet Eski Bakanı Hasan Aksay, panele yoğun katılım gösteren Başakşehirlilere teşekkür ederek, “Biz Milli Nizam Partisi’ni kurduğumuzda konuşma yapmak için 30-40 kişilik salonlar tutulduğu vakit bunu çok görürdük, 15 kişilik yeter derdik, ama şimdi görüyorum ki mücadelemiz anlaşılmış. Şule Yüksel Şenler Hanımefendi kadar onun dünyasını anlayanlar da değerlidir” diye konuştu. Aksay ayrıca, bir konuşmasında, “İslam dünyasına hayırlı olsun” ifadesini kullandığı için Necip Fazıl Kısakürek’le birlikte 5 yılla yargılandığını kaydetti.
Şule Yüksel Şenler sadece başörtüsüne değil namaza da çok önem verirdi
Şule Yüksel Şenler’in arkadaşlarından Hayriye Celaloğlu da, Şenler’i başlarda gazetedeki yazılarından takip ettiğini dile getirerek, “Başörtüsüne, tesettüre kötü bakılıyordu. Ama bu durum Şule Yüksel Şenler ile değişti. Kendisi benim de hidayetime vesile oldu ve başımı ilk kez o bağladı. Allah ondan razı olsun, mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandı.
Şenler’in sadece başörtüsüne değil namaza da çok önem verdiğini sözlerine ekleyen Celaloğlu, şöyle devam etti: “Bugün başörtülü sayısı arttı ancak gençlerin çoğu tesettürün bilincinde değil. Bu duruma üzülüyorum. Şule Abla sadece başörtüsüne değil, namaza da çok ehemmiyet verir ve onu Müslüman’ın olmazsa olmazı olarak görürdü.”
“Etkileri halâ süren bir çığır açtı”
Panelde son sözü alan Gazeteci-Yazar Ekrem Kızıltaş ise Şule Yüksel Şenler’in hayatı boyunca aslında çok basit bir şeyi talep ettiğini söyleyerek şunları kaydetti: “O, dedi ki: Biz insanız ve insanların temel hak ve özgürlükleri vardır. Kılık kıyafet de bunlardan birisidir. Nasıl ki bu ülkede başörtüsü kullanmamayı bir hak olarak görüyorsa biz de inancımızın gereğini yapabilmeliyiz. Yani isteyen başını örtebilmeli, buna kimse karışmamalı. İşte Şule Hanım, bu insan hakkını savunarak etkileri halâ süren bir çığır açtı”
Son ana kadar büyük bir ilgiyle takip edilen program katılımcılara çiçek ve plaket takdimi ile hatıra fotoğraflarının çekilmesinin ardından sona erdi.