Sungur ağabey: Bediüzzaman, ‘sonra gelecek zat’ için şunu dedi

Vefatının 4. yılında Mustafa Sungur Ağabeyi rahmetle anıyoruz

Risale Haber-Haber Merkezi

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin varis ve vekil olarak tayin ettiği talebelerinden merhum Mustafa Sungur Ağabeyimiz 1 Aralık 2012 tarihinde İstanbul’da vefat etmişti... Bugün vefatının 4. yıl dönümü. Rahmet dualarımızla anıyoruz. Mustafa Sungur ağabey hatıralarını, Ömer Özcan’ın Ağabeyler Anlatıyor-1 kitabına anlatmıştı.

ÜSTAD’IMIZIN YANINA HAFIZLAR GELİRDİ...

Üstadımızın yanına hafızlar gelirdi. Üstad onlara: “Kardeşim, biz de hafızız; siz Kur’an’ın hurufunu, biz ise Kur’an’ın hakâıkını muhafaza ediyoruz” derdi.

SONRADAN GELECEK ‘ZAT’ MESELESİ...

Sikke-i Tasdîk-i Gaybî’nin başlarındaki Mehdi’nin üç vazifesiyle alâkalı mektup okunurken Sungur Ağabey dedi ki: “Diğer bütün cemaatler Mehdiyet şahs-ı mânevîsine dâhildir. Risale-i Nur öncüdür. Bütün Kur’anî ve İslâmî hizmette bulunan cemaatler bu manaya dâhildir. Sonradan gelecek Zat meselesi ise Mehdiyet’in devamıdır. Zaten burada ‘Mehdi ve Cemaati’ diye bahsediyor.”

ŞAHS-I MA­NE­Vİ­YE MAL OLMASI İÇİN...

“Her asır ba­şın­da ha­dis­çe ge­le­ce­ği teb­şir edi­len di­nin yüksek hâ­dim­le­ri, emr-i din­de müb­te­di’ de­ğil, müt­te­bi’dir­ler. Ya­ni ken­di­le­rin­den ve ye­ni­den bir şey ih­das et­mez­ler, ye­ni ah­kâm ge­tir­mez­ler. (...) Ah­met Fey­zi, Ah­met Na­zif, Se­la­had­din, Zü­beyir, Cey­lan, Sun­gur, Ta­ban­ca­lı”

Mustafa Sun­gur: Bu tak­ri­zi­nin ta­ma­mı­nı Ah­met Fey­zi Ağa­bey yaz­mış­tır. Üs­tad’ımız, şahs-ı ma­ne­vi­ye mal olması için biz­le­rin de isim­le­ri­ni ilâ­ve et­miş­tir.

ON İKİ TA­Rİ­KA­T...

Üs­tadımız bize: “On iki ta­ri­ka­tın hu­lâ­sa­sı Ri­sa­le-i Nur’dur. Ben si­ze on iki ta­ri­kat der­si vere­bi­li­rim. Ri­sa­le-i Nur ay­nı za­hir­de ha­ki­kat der­si ve­ri­yor; çe­kir­dek­ten, to­hum­dan…” der­di.

NUR TALEBELERİ’NE DUA ETTİĞİM VAKİT...

Üstadımız; “Nur Talebelerine dua ettiğim vakit, onlardan gelecek nesillerini, çocuklarını ve torunlarını da niyet ediyorum” derdi.

KAVAK AĞAÇLARINI SEYREDERKEN...

Mustafa Sungur: “Bir gün Üstad’ımızı cama dayanmış pencereden kavak ağaçlarını seyrederken gördük. Üstad’ımız bizi görünce: ‘Yüzer sinemadan, tiyatrodan on defa ziyade bunları seyretmek nefsimin hoşuna gidiyor’ dedi.”

ZÜBEYİR İLE CEYLAN ŞEHİTTİR...

Üstad, Zübeyir Ağabey, Ceylan ve ben gidiyorduk. Üstad: “Zübeyir ile Ceylan şehittir” dedi. Ben de, “Ne olur Üstad’ım, dua ediniz ben de şehid olayım” dedim. Üstad da: “Talebe-i ulûm olarak ölen şehittir” dedi.

DÖR­DÜN­CÜ ŞUÂ OKU­NUR­KEN...

Dör­dün­cü Şuâ oku­nur­ken Sun­gur Ağa­bey şöy­le de­di: “Üs­tad’ımız böy­le ba­his­ler okundu­ğu za­man der­di: ‘Ben bu bah­si yi­yo­rum, siz uzak­tan ko­kucuk alı­yor­su­nuz! Ko­kucuk da ol­sa bü­yük bir ha­zi­ne­dir…’ Ay­nen böy­le der­di…”

ALLAH’I GÖRÜR GİBİ HUZURA YOL VERİR RİSALE-İ NUR...

Mustafa Sungur: “Risale-i Nur her yerde huzura yol gösteriyor. Kardeşler bu az bir şey değil. Her yerde Allah’ı görür gibi huzura yol verir Risale-i Nur. Sair evliyalar, masivayı yani kâinatı unutarak huzura yol bulmuşlar. Hâlbuki Risale-i Nur Kâinat’a bakarak huzura yol gösteriyor.”

ÜSTADIMIZIN BİZDEN KANAAT İSTEMESİ...

Üstadımızın bizden kanaat istemesi; “Size Zühre yıldızını gösteriyorum, başkaları (başka hizmet tarzları) Zühre’den büyük yıldızları gösterse de bende kanaat edin manasında değildir. Gidersen güneşe mukabil lâmba bulursun” demektir.

ÜZÜMLERİN OLDUĞU ZAMANDI...

Isparta’da üzümlerin olduğu zamandı. Üstad bir gün şöyle ayağa kalkıp bağlara üzümlere tefekkürle baktı baktı ve: “Sahiplerinden ziyade bunlardan ben istifade ediyorum” dedi.

YENİLER DÜNYAYI FETHETSELER DE...

Mustafa Sungur: “Yeniler dünyayı fethetseler de; eskileri tanımıyor, onları arayıp hürmet ve istişare etmiyorlarsa nakıs kalır. Eskilere hürmet, edep ve saygıda kusur edilmemelidir.”

ÇAM DAĞI’NDAKİ AĞAÇ VE TAŞLAR...

11. Söz’de ‘Şehbaz-ı Kalender’ meselesi okunurken Sungur Ağabey: “Bir gün Isparta’da iken Üstadımız bize: ‘darılmayın ama Çam Dağı’ndaki ağaç ve taşları sizden daha munis gördüm’ dedi.”

TERCİH BİLÂ MÜRECCİH...

Bir gün Üstadımız, “Tercih bilâ müreccih” meselesini bize izah ederek okuyuverdi. Sonra “Anladınız mı?” diye sordu. Biz, “Anlamadık Üstadım” dedik. Tekrar izah etti. Yine sordu “Anlamadık Üstadım” dedik. Üstad tekrar izah etti ve yeniden sordu; biz yine anlayamamıştık. Ama yavaşça “Anladık Üstadım” dedik. Üstad’ımız dördüncü kere izah etti, biz yine anlayamamıştık. Zübeyir Ağabey, Üstad yoruluyor “Anladık diyelim” diye bize işaret etti. Biz de hep bir ağızdan “Anladık Üstadım!” diye bağırdık. Üstad anlamadığımızı anladı, “Her neyse ileride anlarsınız” dedi.

MUSTAFA SUNGUR AĞABEY İÇİN NE DEDİLER?

Risale Akademi'nin "Anadolu Ağabeyleri" panellerinde Mustafa Sungur ağabey için belgesel hazırlamıştı. Vefatından kısa bir süre önce yayınlanan belgeselde Abdullah Yeğin, Mehmet Fırıncı, Abdülkadir Badıllı, Mehmet Kırkıncı, Eyüp Ekmekçi, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Muhammed Nur Sungur, Ahmet Sungur ve Hasan Celal Güzel konuşmuştu.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (5)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Nur Talebeleri Haberleri