Babadan anadan gelen nur-u Kur’an davasında sosyal hayata ve cemaatin seyl-i ruhanisine gözlerimizi açtığımızda başımızda gördüğümüz ağabeylerimizden bir tanesi ve nur tanesi muhterem Mustafa Sungur ağabey idi. Sergüzeşti hayatımızın bir çok yerlerinde vardır. Onunla unutulmayacak hatıralar ve dersler mevcudtur. Uzun zamandır çekmekte olduğu hastalığı benide muzdarip etmektedir. Onunla ilgili basında çıkan çeşitli haberleri takip etmekteyim. Onunla ilgili birkaç hatırayı, kendilerinin de ısrarla istediği duaya vesile olur ümidiyle ve hafıza-i hazineden çıkan birkaç hatıratla makalemi süslemek isterim.
Bu ağabeyimiz ve bu nevi zatlar makaleye sığar mı? Yılların hizmet birikimi ile haykırarak söylüyorum; teneffüz ve tefeyyüz kaynağı olan Risale-i Nurları, alem-i insaniyete ve bilhassa bu vatan ahalasinin her tabakasına intikali için bütün hayatını vakf eden bu aziz şahsiyetler elbette makaleye sığmaz. Bugün çektiği zahiri hastalıklar onun manevi aleminde hasenatını çoğaltmakta ve makam-ı alisini yükseltmektedir. On binlerce kişi ile muhatap olmanın elbette acı ve tatlı hatıratı bilerek veya bilmeyerek olmuştur, bunların da kalplerden gönüllerden izalesine vesiledir. Ayrıca, hasta halinde ve seksene baliğ olan yaşta bile hizmet etmesi her yere ulaşması ise ayrı bir numune-i imtisal olmuştur.
Bizler de bir lütf-u ilahi olarak onların peşinden, bu aziz vatanın bir ucundan bir ucuna koşarken, bu ağabeylerimize bizleri her ne hikmetse şikayet edenlerde olmuş. Bir gün Mevlana diyarı Konya’da merhum ağabeyimiz Mustafa Özsoy ve hayatta olan D.A.Çiçek kardeşimiz ve bizi Mevlana dergahı kapısına çekerek dedi ki, “Filan amca sizi tenkit ediyor ve Halk partisi yani CHP ağzıyla konuşuyor.” Biz dedik “o amcamızın oğlu Adalet Partili ve senatör ve kendisi demokrattır vs.” Tekrar dedi ki, “Hz. Üstad hizmette koşan bir kardeşimizin aleyhinde konuştukları zaman, onlara “Halk partili ağızlı” derdi. Bu hatırat bende çok iz bırakmıştı ve hayatımda tatbik etmişimdir ve etmekteyim. Evet bu hizmette koşanlara gelişi güzel söz sarf eden haddini bilmeyenler “Halk partili ağızlıdır.” Kaldı ki o devirlerde Nur’a sahip çıkmak, medrese-i yusufiyede yer hazır etmek idi. Bugün oralarda konferans veriyoruz
Muhterem Sungur ağabey o kadar büyük ihlasa sahip ki; ihlasından bir çok dünya devletlerine nur-u Kur’an için gitmeye medar ve mazhar olmuştur. Bu büyük hizmetin büyük payesidir. Nitekim kanaat-ı acizanemce çok mühim olan Rusya fütuhatında içinde bulunmaları bunun en bariz misalidir. 14 asır önce Azerbaycan sırtlarına dayanan sahabeler ve İslamiyet, 2009 itibarıyla Rusya’ya girişinin 1119. sene-i devriyesi kutlandı. Calib-i dikkattir; çağrılan 2.500 zevatın içinde Hz.Bediüzzaman Said Nursi de var. Fakat çağrıldığı tarihten 49 yıl önce vefat ettiğinden onun yerine muhterem ağabeyimiz Mustafa Sungur çağrılmış ve kendileri gitmişlerdir.
Hiç unutmam, gençliğimizin baharında müthiş bir kış ve 50 cm karın hakim olduğu Konya’da onu karşılamak görevi bizde idi. Bakkaldan yiyecek maddeleri aldıktan sonra dershanemize giderken, elindeki bütün eşyaları bana yükledi. Ben de “Allah Allah neden acaba bunları bana yükledi, kendilerinin elinde bir şey kalmadı vs.” diye içimden tenkit ediyordum.O önde ben de arkada idim, karda patika bir yol. Birden arkaya dönerek “Kardaşım ahina hizmet edene hizmet etmek hizmettir.” O zaman kendim eyvah dedim. Bu saf-ı evvel ağabeylerin yanında diline de kalbine de sahip ol demiştim. Şükür bütün ömrüm böyle geçti, onların aleyhinde hiç konuşmadım ve konuşturamadılar. Müsbet hareketlerde daimi bir sevginin, saygının ve duanın içerisinde bulunmuşuzdur. Haddini aşmadan bu kervanda yürümek bahtiyarlıktır. Muhterem Sungur ağabey yeri doldurulmayacak büyük bir şahsiyettir. Duamız hep onunla.. Aslında o bizlere hakkını helal etsin ve dua etsin, biz kimiz?
Yeni Asya