Sünnet-i Seniyyeye ile fâni ömür bâki meyveler verir

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Ey nefis!

Az bir ömürde hadsiz bir amel-i uhrevî istersen;
ve herbir dakika-i ömrünü bir ömür kadar faideli görmek istersen;
ve âdetini ibadete
ve gafletini huzura kalb etmeyi seversen, Sünnet-i Seniyyeye ittibâ et.

Çünkü, bir muamele-i şer’iyeye tatbik-i amel ettiğin vakit, bir nevi huzur veriyor, bir nevi ibadet oluyor, uhrevî çok meyveler veriyor.

Meselâ birşeyi satın aldın. İcab ve kabul-ü şer’îyi tatbik ettiğin dakikada, o âdi alışverişin bir ibadet hükmünü alır. O tahattur-u hükm-ü şer’î, bir tasavvur-u vahiy verir. O dahi, Şârii düşünmekle, bir teveccüh-ü İlâhî verir. O dahi bir huzur verir. Demek, Sünnet-i Seniyyeye tatbik-i amel etmekle, bu fâni ömür, bâki meyveler verecek bir hayat-ı ebediyeye medar olacak olan faideler elde edilir.

فَاٰمِنوُا بِاللهِ وَرَسُولِهِ النَّبِىِّ اْلاُمِّىِّ الَّذِى يُؤْمِنُ بِاللهِ وَكَلِمَاتِهِ وَاتَّبِعُوهُ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ (“Siz de Allah’a ve Resulüne iman edin ki, o ümmî peygamber de Allah’a ve Onun sözlerine iman etmiştir. Ve ona uyun-tâ ki doğru yolu bulmuş olasınız.” A’râf Sûresi, 7:158.) fermanını dinle.

Şeriat ve Sünnet-i Seniyyenin ahkâmları içinde cilveleri intişar eden Esmâ-i Hüsnânın herbir isminin feyz-i tecellîsine bir mazhar-ı câmi’ olmaya çalış. (Sözler, Yirmi Dördüncü Söz, Beşinci Dal)

Bediüzzaman Said Nursi

SÖZLÜK:
âdet : her vakit yapılan iş, davranış
âdi : basit, sıradan
ahkâm : hükümler
âlâkadar : alakalı, ilgili
amel-i uhrevî : âhirete ait iş
bâki : sürekli, devamlı
cilve : görünme, yansıma
dakika-i ömr : ömür dakikası
Esmâ-i Hüsnâ : Allah’ın güzel isimleri
fâni : gelip geçici
ferman : emir, buyruk
feyz-i tecellî : yansımadan doğan feyiz, bereket
gaflet : umursamazlık, âhiretten ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz davranma
hadsiz : sayısız
hayat-ı ebediye : sonsuz hayat
hikmet : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması
icab ve kabul-ü şer’î : şeriata göre “verdim” ve “aldım” ifadesi, ilkeleri
intişar etme : yayılma
ittibâ etmek : tabi olmak, uymak
kalb etmek : dönüştürmek
mazhar-ı câmi’ : kapsamlı bir görüntü yeri
medar : vesile
mevcudat : varlıklar
muamele-i şer’iye : dinle ilgili davranış
nefis : kişinin kendisi
nevi : tür, çeşit
nur-u Ahmedî : Peygamberimizin (a.s.m.) nuru
salâvat : Peygamberimize edilen rahmet ve esenlik duası
Sünnet-i Seniyye : Peygamberimizin söz, fiil ve hareketlerine dayanan yüce prensipler
Şâri : kanun koyucu, şeriatı gönderen Allah
şeriat : İlahî kanun, İslâmiyet
tahattur-u hükm-ü şer’î : dini hükmün hatırlanması
tasavvur-u vahiy : vahyi düşünme
tatbik etmek : uygulamak
tatbik-i amel : işin uygulanması, şeriat ve sünnete uyarlanması
tesbihat : Allah’ı her türlü kusurdan yüce tutarak şanına layık ifadelerle anma
teveccüh-ü İlâhî : Allah’a yöneliş
uhrevî : âhirete ait

Risale-i Nur Haberleri