Şafii dışındaki üç mezhebe göre, farz namazı kılan kimse, nafile / sünnet namazı kılan kimseyi imam sayarak namaz kılamaz.
Bu üç mezhebe göre cemaatle namaz kılmanın temel kuralı, yukarı derecede olan bir kimse, aşağı derecedeki bir kimseye uyamaz. İmam kıldığı namaz itibariyle cemaatten daha yukarı veya onun seviyesinde olmak durumundadır. Ondan aşağı olması imamlığa engel olur. Farz ile sünnet / nafile namazlar bu cümledendir.
Fakat Şafii mezhebine göre, farz namaz kılan bir kimse, nafile namaz kılanın arkasında namaz kılabilir. (bk. İbn Abidin, 1/389; el-Fetava el-Hindiye, 1/89; V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 2/182; el-Mevsuatu’l-Fıkhiyetu’l-Kuveytiye, 6/22-23)
- Bu konuda dayanak olarak gösterilen şu hadis-i şeriftir (Buhari, Ezan,51):“İmam kendisine uyulsun diye imam olur.” (bk. el-Mevsua, a.y)
- Şafiilere göre, bu hadiste namazın nazmının birliğinde, yalnız zahiri şartlarında / rükünlerinde uygunluk olması istenmiştir. Örneğin, öğle namazını, cenaze namazını kıldıran imamın arkasında kılmak caiz değildir. Çünkü cenaze namazında rüku, secde ve sair rükünler yoktur. (krş. el-Mevsua, a.y)
- Şafiilerin bu konuda dayandığı delil ise şu hadistir (Buhari, Ezan, 66):
“Hz. Muaz, Resulullah (asm) ile birlikte namaz kıldıktan sonra, kavmine / yakın ailesinin yanına gider (bu ikinci namazı kendisi için nafile olduğu halde) onlara da (imam olup) namaz kıldırırdı.” (bk. el-İbadat fi Fıkhi’ş-Şafii, 1/396)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet