Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Saffat Sûresi 167-182. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
167, 168, 169-Ve (o müşrikler) doğrusu diyorlardı ki: “Eğer şübhesiz bizim yanımızda (da) öncekiler(e verilenler)den bir kitab olsaydı, (biz de) elbette Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları olurduk.”
170-Buna rağmen (Kur’ân gelince) onu inkâr ettiler. Ama (inkârlarının âkıbetini) ileride bilecekler.
171-Celâlim hakkı için, peygamber kullarımız hakkında sözümüz geçmiştir (vardır).
172-Şübhe yok ki onlar, gerçekten kendilerine yardım olunacak kimselerdir.
173-Ve şüphesiz bizim ordumuz (ki elbette) onlar galib gelenlerdir.
174-(Ey Habîbim!) Onun için bir zamâna kadar onlardan yüz çevir!
175-Ve onları(n başlarına gelecek olanı) gör; nihâyet ileride (onlar da) görecekler!
176-Şimdi azâbımızı acele mi istiyorlar?
177-Ama (o azab) onların sâhasına indiği zaman, artık o korkutulanların sabâhı ne kötüdür!
178-Yine (sen) bir zamâna kadar onlardan yüz çevir!
179-Ve (başlarına gelecekleri) gör; nihâyet ileride (onlar da) görecekler!
180-İzzet sâhibi Rabbin, (onların) vasıflamakta oldukları şeylerden pek münezzehtir.
181-Ve selâm, peygamberler üzerine olsun!
182-Ve hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.(*)
(*) Hz. Ali (ra)’dan rivâyet edilmiştir ki: “Her kim kıyâmet günü, amellere verilen mükâfâtlardan tam ölçekle sevinmeyi isterse, bulunduğu meclisten kalkacağı zaman son sözü, bu üç âyet-i celîleyi (180, 181 ve 182. âyetleri) okumak olsun!” (Nesefî, c. 4, 51)