Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Hûd Sûresi 114-115. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:
114 . Gündüzün iki tarafında (öğle ve ikindi vakitlerinde) ve gecenin (gündüze) yakın saatlerinde (akşam, yatsı ve sabah vakitlerinde) (*) ise namazı hakkıyla edâ et! Muhakkak ki iyilikler, (büyük günahlardan kaçınmak şartıyla) kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir nasîhattir.
115 . (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık sabret! Zîrâ şüphesiz ki Allah, iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi etmez.
(*) اَلزُّلَفُ vakit ve yakınlık ma‘nâsına gelen اَلزُّلْفَةُ kelimesinin cem‘idir (çoğuludur). Arabca’da cemi‘lerin en azı üçtür. Böylelikle, sabah namazı gün doğmasına yakın, akşam ve yatsı namazları ise güneşin batmasına yakın saatlerde kılınmakla, bu üçlüyü ifâde ederler. Arabca’da ikili çokluklar ise “tesniye” ta‘bîr edilen diğer bir kalıpla yapılır kiطَرَفَيِ النَّهاَرِ ta‘bîri de, böylelikle gündüzün iki tarafı olup, öğle ve ikindi namazlarına işâret eder. Namazın bildiğimiz beş vakte tahsîsi, bunun gibi başka âyetlerle ve ayrıca mütevâtir hadîs-i şerîflerle ve icmâ‘-ı ümmet ile sâbittir. (Bilmen, c. 3, 1528)