Risale Haber-Haber Merkezi
Akit yazarı Hüseyin Öztürk, Mehmet Fırıncı hakkında iftira niteliğindeki haber için, "Duyunca dilim damağım kurudu, aklım dimağım durdu" dedi.
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebesi Mehmet Fırıncı ağabeye çok iğrenç bir iftira atıldığını belirten Öztürk, "Güya 86 yaşındaki Mehmet Fırıncı ağabey, Başbakanımız R. Tayyip Erdoğan’ın elini öpmüş. El öpme sahnesinin bizzat görülmediği fotoğraflarla bu haber yapılmış ve servis edilmiş. Değil R. Tayyip Erdoğan, dünyada hiçbir insan, bu yaşta birine el öptürmez. Bu dünyada herkes ama herkes iftiraya uğrayabilir. Fakat asla ve kat’a, Mehmet Fırıncı gibi tüm hücreleriyle Müslüman olan ve artık günah işleme yaşını geçmiş pirifani bir insanın, iftiraya uğrayacağı hayal bile edilemez. Ama oldu" şeklinde yazdı.
Mehmet Fırıncı ağabeyi tanımayanlara anlatmak istediğine değinen Öztürk, yazısını şöyle sürdürdü:
"Fırıncı ağabeyi yaklaşık 10 yıldır yakından izler ve bilirim. Sürekli Bediüzzaman Hz.leriyle yaşar ve hâlâ üstadın huzurundaymış gibi sıkılarak, edebinden dört büklüm oturur. On yaşındaki çocuğa da seksen yaşındaki insana da aynı hürmeti gösterir. Herkes onun elini öpmeye çalıştığında elini öptürmez ve âdeti gereğince musafaha yapar, yaşlılığın gereği boyunun küçülmesi sebebiyle de sürekli eğiliyormuş gibi durur. Fotoğraftaki duruş da ondandır. Fiziksel olarak zaten kamburumsudur ve hürmeten de eğilince, böyle bir kare ortaya çıkmaktadır.
"Fırıncı ağabey; bırakın el öpmeyi, zinhar elini öptürmez. Zannediyorum şimdiye kadar el çabukluğu ve habersizce en çok elini öpen şahıs benimdir. Haberli asla elini öptürmedi ve öptürmez de. Habersiz olarak birkaç kez öpmeye çalıştığımda bir gün çok rica etti ve şöyle dedi.
“Hüseyin abi (büyük küçük herkese abi der) sen elimi öpmeye zorluyorsun, ben öptürmüyorum, bu arada yaşlı kolumu acıtıyorsun, yani canımı acıtıyorsun” deyince, dua etmesi şartıyla elini öpmeyi bıraktım. Öyle güzide ve öyle samimi bir Müslüman ki, “insan olabilen ve kalabilen” herkes, Fırıncı ağabeye bakınca içinde merhameti coşar, şefkati akar, sevgisi sel olup hürmeti artar. Az yer, az uyur, az konuşur, çok okur. Dilinden Allah kelamı düşmez. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmaz. Onun tek isteği; Üstadı Bediüzzaman’ın kervanında bir nefer olarak, Kelime-i Tevhid nuruyla ebedi âleme göçebilmektir. Böyle bir insandan ne istenir yahu!...