Suretperestlik, dış görünüşe aşırı ehemmiyet verenlerin, bir bakıma sûrete tapanların yoludur.
Putperestliğin taklidi olan suretperestlik, Kur’an’ın kesinlikle yasak ettiği bir hastalıktır.
Ressamların, heykeltraşların ve fotografçıların ilham kaynağı olan kadın, çoğunlukla şehevi arzuların oyuncağı haline getirilmiş ve suistimallere kurban edilmiştir.
Başta reklam sektörü olmak üzere bir çok alanda kadın hâlâ suistimal edilmeye devam ediyor. Bir araba, bir parfüm veya bir başka ürünün reklamında kadın bedeni ve dişiliği sürekli ön plana çıkarılmak, sadece "cinsel obje" olarak görülmek istenmektedir.
Hevesleri kamçılayarak zulme ve ikiyüzlülüğe insanları teşvik etmek, kadınları yuvalarından çıkarıp, perdelerini yırtıp, insanları baştan çıkarmak, açık saçıklık ile âile hayatını zehirlemek, kadın-erkek arasındaki ilişkileri zedelemek ve suretperestliği beslemek bize Batı medeniyetinin bir hediyesidir.
Bu sûretperestlik, insanların ahlâkını fena halde sarsmış ve ruhunun çöküşüne sebebiyet vermiştir. İnsanlar psikolog desteği olmadan hayatlarını sürdüremez hale gelmişlerdir. İntihar edenlerin sayılarının gün geçtikçe artış göstermesi bu çöküşün önemli bir göstergesi değil midir?
Suretlerin ve meydanlara dikilen heykellerin çoğunun; zalimlerin zulümlerini, ikiyüzlülerin de ikiyüzlülük ve heveslerini gösteren deliller olduklarını tarih bize haber veriyor.
Kadınların suretlerine şehvet ve hevesle bakmak insanların ulvi hissiyâtını sarsan ve tahrip eden ahlâk dışı bir davranıştır.
İslam medeniyeti buna engel olmak için, merhameten, şefkat mâdeni kadınların hürmetini muhâfaza, rezîl hevesâtın ayağı altında zillet çekmemeleri, birer hevesât âleti ve ehemmiyetsiz bir metâ hükmüne geçmemeleri için hayâ perdesini takmalarını yani örtünmelerini emreder. (Sözler, s. 374)
Bugün hâlâ dünyada şefkat madeni olan kadınlar, şefkat ve merhamete layık bir insan, bir ana, bir bacı, bir eş olarak algılamak yerine, çoğu zaman evde hizmetçi, tarlada işçi, erkeğin cinsel ihtiyaçlarını gideren bir meta olarak algılanmaktadır. Namus davalarında bütün suçlar kadının üzerine yıkılmakta ve yargısız infazların kurbanı olmaktadırlar.
Dün Dünya Kadınlar Günü idi. Zulme maruz kalan kadınların anısına kutlanan bir gün. Suretperestlik ve ahlaksızlık teşvik edildiği, kadınlar ticaret metaı olarak kullanıldığı müddetçe zulümün arkası kesilmeyecektir.
Bu zulme dur demenin bir tek yolu var. O da Kur’an’a müracaat etmek. Örtünme emrine uymak. Güzel ahlakın esaslarını hayata geçirip yaşamak. Kısacası kutlu bir gün ya da günler yaşamak, kutlu Kur’an’a bağlılıkla mümkün olacaktır.