MAZLUMDER Ankara Şubesinde gerçekleştirilen basın açıklamasını, STK'lar adına Özgür-Der Ankara Şube Başkanı Yasemin Öğüt, okudu.
Öğüt, "Türkiye sistematik bir şekilde icra edilen ırkçı nefret dalgalarıyla esir alınmaya çalışılıyor. Sosyal medya ve siyaset arenasında köpürtülen ırkçı söylem, sokaklara taşınarak yalanlarla, kışkırtmalarla ve dezenformasyonlarla provokasyonlar tertipleniyor. Son günlerde Kayseri’de meydana gelen hadiseler, Antalya Serik ilçesinde Suriyeli bir gencin katledilmesi, ülkemize sığınan misafir kardeşlerimize yönelik ırkçı nefretin yeni bir tezahürü olmuş, masum insanları hedef alan saldırılar ülkemiz ve toplumumuz adına yeni bir utanç vesikası olmuştur. Provokatör kitleler Kayseri’de hiçbir insani, hukuki ölçü gözetmeksizin vicdansızca, vandallık yaparak masum insanların işyerlerine, araçlarına saldırmış, kentte bulunan tüm Suriyeli kardeşlerimizi hedef almışlardır. Yine aynı ırkçı saldırganlık Antalya’da Suriyeli bir gencin evinde hayatına kastetmiştir." dedi.
BİR KİŞİNİN İŞLEDİĞİ SUÇ NEDENİYLE BÜTÜN BİR TOPLUMU HEDEF ALMAK BÜYÜK BİR GÜNAH
Suriyelilerin mağduriyetlerine değinen Öğüt, açıklamasının devamında şunları aktardı:
"Suriye’de Esed rejiminin katliamlarından kaçarak Türkiye’ye sığınan, belli kesimlerce sürekli hedef gösterilen, en ağır işlerde düşük ücretlerle çalıştırılan, medya yoluyla sürekli aşağılanan, adeta köle muamelesi gören Suriyeliler yine bir bahaneyle vahşi saldırıların mağduru olmuşlardır. Bir kişinin işlediği suç nedeniyle bütün bir toplumu hedef almanın büyük bir günah, utanılması gereken bir çirkinlik ve hukuki olarak apaçık bir suç olduğu ortadadır. Ekonomik krizi, kültürel farklılıkları ve demografik sorunu gerekçe göstererek linç kültürünü mazur göstermeye kalkmanın merhametle, vicdanla, insafla, hukukla ve insanlıkla asla bağdaşmayacağı ortadadır. Devletin Suriyeli göçmenlerle ilgili kabartılan ırkçı, hukuksuz dalgaya prim vermemesi son derece önemlidir. Vandallığın, kışkırtıcılığın cezasız kalmaması için emniyet ve yargı makamlarının görevlerini eksiksiz yapması elzemdir. Türkiye, devletin koruması altında olan insanların can ve mal güvenliğini korumak ve onurlu bir hayat sürme haklarını sağlamak zorundadır. Medya, bürokrasi ve toplumun her kesiminde kararlı bir duruşla bu saldırgan ırkçı zihniyetle mücadele edilmelidir."
İLKHA