Cumhurbaşkanı Erdoğan, camiye gelişinde TBMM Başkanı Mustafa Şentop ve protokol üyelerince karşılandı. Erdoğan, cuma namazı öncesinde caminin avlusundan vatandaşları selamladı.
Taksim Meydanı'nın sembollerinden biri olan camide "İslam'ın Yeryüzündeki Mührü Camiler ve Fethi İstanbul" başlıklı hutbeyi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş verdi.
Erbaş, edilen duaların ardından ilk cuma namazını kıldırdı. Ali Erbaş, Fatiha'dan Fetih Suresi'nden ayetler okudu.
Cuma namazı, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında sosyal mesafeye uygun şekilde maske kullanılarak kılındı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, namazın ardından dua okudu.
Çevresi bariyerlerle kapatılan ve LED ekranların kurulduğu Taksim Meydanı'nda da vatandaşlar, belediye tarafından dağıtılan kağıttan seccade üzerinde namazlarını eda etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, namazın ardından Taksim'e yapılan camiye aslı Topkapı Sarayı'nda bulunan Karahisari'nin hattıyla Kur'an-ı Kerim'i Cumhurbaşkanlığı olarak hediye ettiklerini söyledi.
Taksim'e yapılan camiye Türk bayrakları asılırken, Tarlabaşı Bulvarı girişindeki "Sayın Cumhurbaşkanımız Taksim Camisi açılışına hoş geldiniz" yazılı pankart dikkati çekti.
Isparta Belediyesinin kamyonundan ekipler, Taksim Meydanı ve çevresine gül suyu serpti.
Polis ekipleri, caminin çevresinde yoğun güvenlik önlemi alırken, caminin açılışı dolayısıyla bazı yollar trafik akışına kapatıldı.
Mimari Özellikleri
Proje, mimari olarak hem zemin kat hem de birinci bodrum katta İstanbul'un en yoğun arterlerinden olan İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı'nı birleştiren ve bu ilişkiyi içerdiği sosyal mekanlarla besleyen, bu sayede de cami bünyesini sürekli canlı tutabilen bir yapıya sahip.
Taş ve prekast kaplama cepheleri ile titanyum çinko alaşım kaplı kubbeleri ile Taksim cami, cephelerinin tamamından giriş imkanı sunuyor. Bu sayede Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı üçgeninde bir odak noktası oluşturabildiğine dikkati çekilen projede, mühendislik olarak camide Türkiye'de ve dünyada sayılı uygulamalardan olan Top-Down yöntemi kullanıldı.
"Top–Down" sisteminin kullanıldığı tek cami
Taksim Camisi'nin mühendislik açısından ayrışan en önemli özelliğinin Top-Down sistemi ve bu sistemin kullanıldığı tek cami olması olduğu belirtilirken, cami bu yöntemle, klasik uygulamaların tersine sıfır katından aşağı ve yukarıya doğru inşa edildi.
Bu yöntem sayesinde yapım esnasında derin kuyu kazısı yapılmadan, çevre bina ve yollara, meydana hiçbir zarar vermeden inşa edilmesine imkan tanındı.
Caminin geleneksel cami formlarının modern çizgiler ve malzemelerle yorumlanarak 19. yüzyıl Beyoğlu mimarisinden esinlenen özgün bir tasarımla inşa edildiği, kültür ve sanatla açısında bir çok vatandaşın bir araya geleceği, dijital kütüphanesinden yararlanıp kitap okuyacağı, dinleneceği, sergilerin yapılacağı bir kültür merkezine sahip olduğu ifade edildi.
Toplam namaz kapasitesi 4 bin kişi
Cami'nin, 2 bin 482 metrekarelik arsa alanı ve yaklaşık 16 bin metrekarelik inşaat alanına sahip olduğu da vurgulanırken, 163 araçlık kapalı otoparkıyla 2 bin 950 metrekarelik namaz kılınabilir bir alanı bulunuyor.
İbadet alanında 3 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği camide, dış avluda cenaze namazı kılabilecek kişi sayısı ise 2 bin 400. Kadınlar için 465 metrekarenin ayrıldığı camide, 620 kadın bir arada namaz kılabiliyor. Caminin açık ve kapalı toplam namaz kapasitesi ise 4 bin kişi.
Projenin kubbe kaplamalarında kullanılan titanyum-çinko alışımı özel olarak getirtildi. Projede, 3 bin metrekare titanyum çinko alaşımı ile kubbe ve çatı kaplaması yapılırken, cephelerde kullanılan mermerler ise Bursa ocaklarından seçilmiş olan Emparador Light ve Antalya Demre ocaklarından seçilmiş olan Aero Cream taşlarından oluştu.
İç tezyinatlarında ve hat sanatı uygulamalarında "naht" tekniği kullanılan cami de mihrap, mimber ve kürsü tasarımı yine geleneksel formun modern bir yorumu olarak bizzat Mimar Altan Elmas tarafından tasarlandı. Mihrap tasarımında Esmaü'l Hüsna hattat Davut Bektaş telifi ile "istif yazı" ile yazıldı.
Projede 50 bin 500 metreküp hafriyat, 20 bin 500 metreküp betonarme betonu atılırken, 3 bin ton betonarme çeliği kullanıldı. 7 bin 500 metre fore kazık, 310 ton yapısal çelik imalatları, 8 bin metrekare cephe taş kaplama, bin 300 metrekare de cephe prekast montajı da yapıldı.
Taksim Camisi, 2 bin 482,46 metrekare toplam inşaat alanı, 33 metre kubbe yüksekliği, 2 şerefiyeli 64,80 metre minaresi, 10 bin metrekare otopark alanı, 4 bin kişi ibadet alanı, bin 800 metrekare bodrum ve zemin katlarda salon, sergi salonu, kütüphane ve aşevi mekanları sunuyor.
İnşaat süreci
27 Mart 1994 yerel seçimlerini Taksim'e cami sözü veren ve kazanan Recep Tayyip Erdoğan; "Taksim'e cami iznini vereceğiz, temelini de Cumhurbaşkanı Demirel'e attıracağız." demişti.
Refahyol iktidarının başbakanı, Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan da Taksim Cami'nin temelini atacaklarını duyurdu. İdari ve hukuki süreçler nedeniyle Taksim'e cami yapılamadı.
Süreç ilerleyip 28 Şubat 1997 post modern darbesiyle Refahyol hükümeti yıkıldı. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2013 yılında Taksim Camisi ve Topçu Kışlası'nın yapılacağını duyurmuş, ancak gelişen olaylar sebebiyle Taksim Cami'sinin yapımı yeniden ertelenmişti.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Taksim'e cami yapma hedefine kaldığı yerden devam etti.
19 Ocak 2017'de İstanbul İki Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu'nun onayına kadar bu konuda bir adım atılmazken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016 hain darbe girişiminin hemen sonrasında 18 Temmuz'da Kısıklı'da darbe girişimine direnen Türk halkına hitabında 'Taksime cami yapmanın da zamanı geldi.' diyerek cami inşasını yeniden dile getirmişti.
Bu açıklamayı izleyen Altan Elmas, Taksim'e cami yapma fikrinin hayali ve tüm maliyetlerini hayırsever olarak karşılamak üzere inşasına talip olduğunu, o esnada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında bulunan dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'a mesajla ileterek talip olmuştu.
Elmas ailesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onayıyla aile büyüklerinden devraldığı bu büyük hayali gerçekleştirerek 150 yıllık mazisi olan Taksim Cami'nin inşasını üstlendi.
Dönemin Beyoğlu Belediye Başkanı olan Ahmet Misbah Demircan, 10 Şubat 2017'de yaptığı açıklamada projenin mimarının Şefik Birkiye ve Sur Yapı'nın sahibi Elmas ailesinin bu proje inşaatını ve bedelini karşılayarak vakfedeceğini resmen duyurmuş, Taksim Cami'nin sembolik temeli Şubat 2017'de atılsa da Anıtlar Kurulu'nun kontrollü el kazıları yaptırdığı caminin inşaatına Haziran 2017'de başlanmıştı.
Erdoğan: 1,5 asırlık bir mücadele
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Camii Açılış Programı'nda yaptığı konuşmada sözlerine, "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun. Cumanızın mübarek, gönüllerinizin huzurlu, sağlığınızın yerinde olmasını Allah'tan diliyorum. Bugün bizleri burada bir araya getiren Rabb'imize hamdüsenalar ediyorum. Sudan ve diğer kardeş ülkelerden heyecanımıza ortak olmak üzere aramızda bulunan kıymetli misafirlerimize ayrıca hoş geldiniz diyorum. Sudan nire, Taksim nire. İşte buraya getiren o aşk, başka bir aşk." diyerek başladı.
"Neler çekti burası, neler..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Taksim Camii, yaklaşık 1,5 asırlık bir mücadelenin ardından İstanbul'umuza kazandırılmıştır. Bu meydanda bir camii inşaatı fikri tarihimize 93 Harbi diye geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi yıllarına kadar uzanır. Ülkemizin Kurtuluş Savaşı yıllarında da bu fikir, milletimiz istiklal ve istikbal azminin bir sembolü olarak yeniden gündeme gelmiştir." diye konuştu.
Bölgedeki pek çok kiliseye karşılık sadece Ağa Camii'nin Taksim'e selam verdiğini gören Nazım Hikmet'in bu tabloyu dizelere, "Havsalam almıyordu bu hazin hali önce / Ah, ey zavallı cami seni böyle görünce / Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım / Allah'ımın ismini daha çok candan andım." şeklinde döktüğünü dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nazım'ı bile hüzünlendiren bu tabloya rağmen Taksim'de özlenen caminin yapılması bir yana, tek parti döneminde Ayasofya ve Bezm-i Alem camileri müzeye çevrilerek milletimizin kalbinde yeni yaralar açılmıştır. Demokrat Parti'nin iktidara gelmesiyle Taksim Camii arayışları yeniden hız kazanmıştır. Bunun için kurulan bir dernek vasıtasıyla gösterilen gayretlere rağmen somut adım atılamadan 27 Mayıs darbesi gerçekleşmiştir. Darbenin ardından 1965 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Taksim Camii'nin inşası için gereken arsanın Vakıflar Müdürlüğüne devrini sağlamıştır ancak bu tahsis CHP'li belediyenin kararı mahkemeye götürmesiyle durdurulmuştur. Merhum Demirel'in 1979 yılında bu konuda alınmasını sağladığı Bakanlar Kurulu Kararı ise 12 Eylül darbecileri tarafından iptal edilmiştir. Neler çekti burası ya, neler..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son dönemde Büyük Çamlıca Camii'nin tamamlanması ve Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasının ardından İstanbul'a kazandırdığımız bu üçüncü önemli manevi mirasın, asırlar boyunca şehrimizi bir kandil gibi ışıtacağına inanıyorum."
Erdoğan, "Envaiçeşit hile ve desiseyle fitneyle yalanla tuzakla milletimizin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini bozamayanlar camilerimizi de hedef almıştır. FETÖ'nün ibadet ve hayır kisvesi altında sergilediği ihanetin benzerlerini farklı görünümler, sıfatlar, bahaneler altında tekrarlamaya çalışanlara asla geçit vermeyeceğiz. Taksim Camii önünden yankılanan sesin, ülkemiz üzerinde hesapları olan emperyalistleri, terör destekçilerini, insanlık düşmanlarını rahatsız ettiğinden şüpheniz olmasın. Milletimizin bin yıldır canı pahasına koruduğu, alın teriyle yükselttiği, gözünden bile sakındığı vatanını parçalamak, devletini zayıflatmak, uhuvvetini bozmak için uğraşanların sonu yine hüsran olacaktır." diye konuştu.
Erdoğan, rahmetli Turgut Özal'ın Başbakanlığı döneminde Elmas ailesinin camiyi inşa niyetlerini dile getirdiğini, ancak şartlar uygun olmadığı için netice alınamadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1991'e gelindiğinde İbrahim Arslan'ın başkanlığında kendisinin de aralarında yer aldığı 86 kişiyle Taksim Camisi Kültür ve Sanat Vakfı kurularak mücadelede yeni bir safhaya geçildiğini dile getirerek, ülkede önde gelen iş, fikir ve sanat insanlarından müteşekkil bu vakfın girişiminin de dönemin belediyesinin planda gereken değişiklikleri yapmamasıyla sonuçsuz kaldığını anlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğinde millete verdiği sözlerden birinin de bu caminin inşasını gerçekleştirmek olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ancak 28 Şubat süreci ve sonrasındaki gelişmeler sebebiyle bu sözümüzü o dönemde yerine getiremedik. Aynı amaçla Başbakan olarak 2013 yılında tekrar harekete geçtiğimizde ise karşımızda Gezi olaylarını bulduk. Gezi olayları, o teröristlerin karşımıza dikildiği an. Milletimizin 15 Temmuz şanlı dirilişinin ardından artık hiçbir gücün bu girişiminin önüne geçemeyeceği azim ve kararlılığıyla yeniden kolları sıvadık. Elmas ailesi bize gelerek caminin inşasına talip olduklarını tekrar söylediler. Biz de bunun üzerine gereken hazırlıkları suretle tamamlayarak 2017 Haziran'ında cami inşaatına başlanabilmesini temin ettik. İşte bugün de camimizi tekbirlerle salavatlarla dualarla ibadete açtık."
aa