Tarîk dedik yol istedik,
İncinmedik, incitmedik,
Ol Fâtiha duasına,
Hep beraber ââmîîn dedik.
Ezanları duyuyorlar,
Kilitleri vuruyorlar,
Salâh onda biliyorlar,
Medîne’nin mü’minleri.
Boş geçmiyor zamanları,
Ellerinde Kur’anları,
Pek kavîdir îmânları,
Medîne’nin ihvanları.
Manâ yüklü sûrelere,
Göz yaşları döküyorlar,
Bizim gibi zavallılar,
Melûl-mahzûn bakıyorlar.
Saflar sıkı omuzlar bir,
Her bir insan olmuş kebîr,
Birinde yok gurur kibir,
Mütevâzı toprak gibi.
Hiç telâş yok hepsi sakin,
Farzlar mühim, sünnet lâkin?
Her halde bir mezhep farkı,
Vardır onun dünyasında.
Her namazda bir cenaze,
Namazları kılınıyor,
Kimdir, nedir adı sanı,
Sorulup da bilinmiyor.
Kabristanlık taş yığını,
Kim nerdedir bilinmiyor,
Şâh, gedâ’ya aynı toprak,
Atılıyor sorulmuyor.
Kubbe-i Hadrâda medfûn,
OYüce Resûlü’r-rahmet,
Eviyle minberi arası,
Sevaba bulunmaz servet.
Şemsiyelerle şenlenmiş,
Nurlu Harem çevresi,
Gölgelere huşû ile,
Serilir seccadesi.
Hasret ile ayrıldık,
Veda edip Resûle,
En yakın bir zamanda,
Vâsıl eyle vusûle.