Taziyeler pandemiden evvel üç gün sürüyordu, pandemi döneminde her yerde olduğu gibi taziyelerin de yüz yüze yapılması yasaklanmıştı. Normale geçişten sonra taziyelerin süresi üç günden iki güne düşürüldü. Aynı zamanda ayakkabı ile giriş serbest hale gelerek çorap kokusundan da kurtulmuş olduk. Böylece taziye sahipleri de taziyeye gidecekler de biraz olsun rahat bir nefes almış oldular. Bu düzenleme yeterli mi? Değil tabii. Günümüzde hala taziye sahipleri yakınlarının ölümünden duydukları elem ve üzüntüyü biraz daha hafifletmek isterken yükleri daha ağırlaşmaktadır.
Aslında taziyeler bir anlamda başsağlığı dileme ve taziye sahibinin üzüntüsü paylaşarak hafifletmek demektir. Eskiden taziyeler vefat eden kişinin evinde veya bir yakınının evinde yapılırdı. Şehirler büyüdükçe, nüfus artıkça, yaklaşık 20 yıldır taziyeler taziye evlerinde yapılmaya başlandı. Hemen her caminin alt katında veya yanı başında bir taziye evi inşa edilmektedir. Bazen de müstakil taziye evleri yapılarak meskûn mahalde oturan sakinlerin taziyelerini yapması sağlanmaktadır.
Gayet yerinde bir uygulama olmakla birlikte günümüzde şehirlerin kalabalık olması ile bu uygulama kaçınılmaz hale gelmiştir. Taziyelerde çok kısa olmak kaydıyla bir araya gelerek vefat eden kişinin ruhuna Fatihalar ve aşr-ı şerifler veya hatimler indirilerek onun ruhuna bağışlanması sağlanır. Oraya gelenler karnını doyurmak, çay, kahve içmek veya sohbet etmek için gelememelidirler. Burası ne çay ocağı ne kahvehane ve ne de köy odası olmadığından gereksiz uzun uzadıya sohbetler yapılmamalı. Başsağlığı dileyen kişinin kısa sürede duasını yaparak buradan ayrılması ve kalabalık yapmadan bir başkasının oturmasına izin vermesi gerekir. Bazen öyle oluyor ki, kişi sanki taziyelerde uzun uzadıya oturmaz ise ayıp olacak, mahalle baskısı olacakmış gibi bir izlenim hissediyor. Hatta vefat eden merhumun yakından, uzaktan tüm akrabaları kendini taziyede üç gün oturmaya mecbur kılarak uzun süre orada kalıp belki de zaman kaybına sebep oluyorlar. Ancak taziye sahibinin birinci derecedeki birkaç yakını gelenlerin başsağlığı dileklerini karşılamak adına orada taziyenin başından sonuna kadar beklemeleri daha uygun olacaktır. Hele memurlar ve kamu personeli izinli izinsiz gelip uzak yakın akraba demeden taziye bitene kadar kendini taziyede oturmak mecburiyetinde zanneder. Aslında kamuda taziye sahiplerinin birinci derecedeki yakınlarına ölüm izni zaten verilir, bunun dışındakilere verilmez.
Taziye giderleri
Genellikle taziye evleri cami külliyelerinin yayında yer almaktadır. Taziye yerinden asıl sorumlu o camiinin din görevlisidir. Bazen camii yaptırma dernekleri de taziye organizasyonlarını yürütmekte olduğu görülmektedir. Her nasıl olursa olsun, halen şehrimizde uygulanmakta olan normal bir taziyede gelecek olan cemaatin su, çay, acı kahve ve taziye yakınlarının öğle yemekleri, taziye evine ödenen yer ücreti, pişirme giderleri, çay kahve dağıtıcı ücreti, tamamen taziye yakınları tarafından karşılanmaktadır. 50 kişilik mütevazı bir cemaatin yakınlarının bir günlük çay, kahve, su, yer kirası ve işçi giderleri 5 bin TL'yi bulmaktadır. Eğer buna kadınlar için de yer ayrılmış ise üzerine 5 bin TL daha eklemeniz gerekir. İki günde en asgarisi yaklaşık 20 bin TL gider söz konusudur olmaktadır. Bunun üç güne çıkarınca 30 bin TL demektir.
Taziye evlerini kimler yönetiyor?
Belki 10 yıla yakın bir zamandır taziye evleri cami dernekleri veya camii görevlisi tarafından yönetilse de işin içine girince bu kadar kolay olmadığını, bunun uzantılarının olduğunu fark etmeniz zaman almaz. İşin içine girdiğiniz anda sizden yer kirası ve acı kahve yapan işçinin yevmiyesi ve acı kahve giderleri ucu açık olacak şekilde daha sonra tahsil edilir. Ayrıca çay ve su giderleri ile çay dağıtıcısı ve su dağıtım işleri de size aittir.
Burada bir tuhaflık olsa gerek diyorum. Taziye evinde acı kahveyi dağıtan beraberinde su ve çayı da veremez mi? Veremezmiş. Onun için de ayrı bir işçi gerekiyor, bunu da sizin karşılamanız gerekiyormuş. Biraz daha yakından dikkat edince taziye evlerinde dönen çarkın içerisinde birden fazla kişinin olduğunu, el altından yönetildiğini görmeniz fazla zaman almaz. Ödemeyi yaparken veya hesabı keserken bunu görür ve uzunca bir ah çekersiniz ama iş işten geçer ve neticede boş yere fazladan masraf yapıldığını anlarsınız. Ayrıca bu tarz taziye evlerinde sadece taziye yakınlarına ve uzaktan gelenler için verilen yemekler, yemek zamanı bir anda ortaya çıkan hazır kıta kişilerin eksik olmayışı da işin bir başka olumsuz tarafıdır.
Gaziantep, Batman ve Adıyaman örnekleri
Aşiretlere ait taziye evleri
Şanlıurfa'da aşiret adına yaptırılan taziye evleri biraz daha rahat ve müstakil. Aşiret içerisinde vefat eden birisinin taziyesi burada yapılarak yer kirası, işçi, çaycı ve kahveci probleminden kurtulmaktasınız. Vefat edenin yakınları ve gençleri bu saydığımız hizmetleri gönüllü olarak yerine getirmektedirler. Eğer vefat edenin herhangi bir aşireti veya o aşiretin taziye evi yoksa mecburi istikamet yerel taziye evleri olmaktadır.
Taziyelerde yardımlaşma geleneği
Birçok yerde da güzel bir uygulama olarak taziye süresince taziyede duran mevtanın yakınlarına ortaklaşa yemek yaptırılarak dağıtılmaktadır. Bu şekilde en azından taziye sahibinin giderleri de minimize edilmiş olmaktadır. Eğer vefat edenin akrabaları kendi aralarında kavgalı ise taziye evinin yüzü adeta sirke satar, giderleri de ortaklaşa karşılamak zorlaşır, içlerinde merhametli ve cömert birisi bu giderleri tek başına karşılamak zorunda kalır. Hele bir de vefat eden kimsesiz ve fakir ise bu iş daha da zorlaşır. Allah hayır sahiplerinin eksikliğini vermesin diye dua ediyorsunuz. Günümüzde bazı kişiler güzel bir haslet olarak vefat etmeden önce kimseye minnet edilmemesi adına bir yakınına kefen parası adı altında mezar gideri, taziye giderlerini emanet edip bırakarak dar-ı bekaya göçtükleri de görülmektedir.
Devletimiz uzun zamandan beridir kamuda çalışanına işçi olsun memur olsun vefat edince yakınlarına ölüm yardımı ve cenaze giderleri yardımı yapmaktadır. Güncel olarak, kişinin çalışıyor veya emekli olmasına bakmaksızın cenaze yardımı bin 250 TL, ölüm yardımı olarak ta 4 bin 675 TL vermektedir. Bu da her ne kadar yukarıda izah etmeye çalıştığımız taziye giderlerine yetmese de evde yapılacak taziyelere yeter de artar bile. Hele bir de yere yönetimler tarafından taziye sahibi desteklenirse bu ücretin yetmemesi mümkün değildir.
En uygun taziye evi nasıl olmalı ve nasıl taziye yapılmalıdır?
Taziye süresi en fazla iki gün olmalıdır
Taziyeye gelenlere yemek verilmemelidir.
Taziye sahibi ve yakınlarına verilecek yemeği de yerel yönetimler karşılamalıdır.
Taziyelerde sadece su ve şeker ikramı yapılmalıdır.
Çay ve acı kahve ikramı kaldırılmalıdır.
Taziye zamanında eğer mümkünse vefat edenin ruhuna Hatmi şerif, Fatihalar okunmalıdır
Taziyenin son günü ve saatinde okunan hatmi şeriflerin hatim duası yapılmalıdır.
Taziye sahipleri varlıklı olsa bile bile bu kurallara uymak zorunda olmalıdırlar.
Taziye sahibinden kesinlikle yer kirası, işçi ücreti, kahve parası vs. ücret talep edilmemelidir.
Taziye evlerindeki abdest alma ve WC yerleri ücretsiz olmalıdır.
Yerel yönetimler tarafından taziye evlerine taziyenin olduğu günlerde görevli personel verilmelidir.
Sonuç olarak
Taziye hususunda yerel yönetimlerin Gaziantep, Batman, Adıyaman örneklerini ele alarak uygulamalarında bunun da ötesinde halkın taleplerine cevap vermesi, taziye yakınlarını bir nebze de olsa rahatlatması ve yükünü azaltması teselli yerine geçecektir. Bu duygu ve düşüncelerle değerli okurlarımızdan yakınlarda vefat edenlerine Rabbimden rahmet ve mağfiret dilerim. Allah’a emanet olunuz.