Hem, nasıl berrde ve bahirde kemâl-i rahmetle rızıkları verilen ve kemâl-i hikmetle muhtelif şekiller giydirilen ve kemâl-i rubûbiyetle türlü türlü duygular ile teçhiz edilen bütün hayvanât, birer birer yine o Kadîr-i Zülcelâlin vücûbuna şehâdet ve vahdetine işaret etmekle beraber, heyet-i mecmûasıyla gayet geniş bir mikyasta azamet-i ulûhiyetini ve kemâl-i rubûbiyetini gösterir; öyle de, bağlardaki muntazam nebâtât ve nebâtâtın gösterdikleri müzeyyen çiçekler ve çiçeklerin gösterdikleri mevzun meyveler ve meyvelerin gösterdikleri müzeyyen nakışlar, birer birer yine o Sâni-i Hakîmin vücûbuna şehâdet ve vahdetine işaret etmekle beraber, külliyetleriyle gayet şâşaalı bir sûrette cemâl-i rahmetini ve kemâl-i rubûbiyetini gösterir.
(Sözler, 33. Söz)