Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin doğduğu köy olan Nurs'ta yapılan mevlid sonrası katılımcılar gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Akrabaları: Biz sağ olduğumuz müddetçe bu mevlit devam edecek
Nurs Eğitim Kültür Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Hikmet Okur, 2009 yılından bu yana Üstad Bediüzzaman Said Nursi mevlidini düzenlediklerini belirterek, bundan sonrada düzenli bir şekilde bu etkinliği devam ettireceklerini söyledi.
Okur, "2009 yılından bu yana Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini anma mevlid etkinliğini düzenliyoruz. Malumunuz bazı nedenlerden dolayı ara vermiştik. Tekrardan bu etkinliği başlattık. Biz sağ olduğumuz müddetçe bu mevlit böyle devam edecek. Birçok ülkeden mevlidimize katılım oldu. Türkiye'nin her tarafından gelmişler. Mevlitte, Kur'an okutuluyor, Risaleyi Nur okunuyor. Üstadın anıları anlatılıyor. Amacımız üstadı bütün dünyaya anlatmak. Tüm dünyada Risale-i Nur okunuyor. Bu mevlid programını düzenlediğimiz için çok mutluyuz. 20 günden bu yana burada mevlid için hazırlıklar yapıyorduk." dedi.
Bu toplantılar sulh-u umumiye, ittihad-ı İslam'a, emniyet ve asayişe vesile olsun
Said Nursi'nin akrabası Sabri Okur ise bazı hadiselerden dolayı 4 yıldır bu etkinlikleri yapamadıklarını hatırlatarak, emniyet ve asayişin sükûn bulmasıyla, bundan sonra her yıl eylül ayının ilk pazar gününde Nurs köyünde, "Bediüzzaman'ı Anma Mevlid Programı" düzenleyeceklerini belirtti.
Türkiye'nin ve dünyanın farklı yerlerinden mevlide katılımın olduğunu dile getiren Okur, şunları söyledi: "Mevlide Azerbaycan, İran, Rusya, Amerika, Irak, Gürcistan ve dünyanın birçok ülkesinden katılımlar var. Yurtiçinden yoğun katılım var. Gelecek yıl bu mevlid alanını tanzim ettikten sonra kalıcı bir şekilde Üstad Bediüzzaman'ı anma adı altında, burada Risale-i Nur'dan dersler okunacak. Dünyanın her yerinden gelen Nur talebeleri, burada hem Bediüzzaman hazretlerinin doğduğu köyü ziyaret edecek hem de birbirlerini görecekler. Temennimiz bu toplantıların sulh-u umumiye, ittihad-ı İslam'a, emniyet ve asayişe vesile olmasıdır. Hepimizin arzu ettiği âlem-i İslam'ın bir an önce bu durumdan kurtulup, tam manasıyla ittihat edip, sulh-u umumiyi bütün beşeriyete temin etmesidir. İnşallah bu dersler buna vesile olduğu için bu programlar devam edecek. Zaten dünyanın her yerinde bugün bu dersler okunuyor. Risale-i Nur birçok dile tercüme edilmiş."
"Temennimiz Risale-i Nur'un okullarda da resmen okutulmasıdır"
"Risale-i Nur, bu asra has bir derstir. Onun için bütün ehl-i imanın Risale-i Nur'dan istifade etmesi lazım." diyen Okur, "Bugün Türkiye'de çok muazzam bir nur var. Biz bunun farkında değiliz. Başta Cumhurbaşkanımız gerçekten çok ciddi manada Risale-i Nur'a sahip çıktılar. Neşrine kendileri bizzat talimat verdiler. Şimdi Diyanet İşleri Başkanlığı neşrediyor. Temennimiz okullarda da resmen okutulmasıdır. Bütün memleketimizin gençleri bundan istifade etmeleridir. Çünkü bütün dünya istifade ediyor. Bu bizden çıkmış, biz niye bundan istifade etmeyelim?" diye konuştu.
"Risale-i Nurlar, hem ülkemizi hem de bütün İslam alemi ve insanlığı aydınlatmaya devam ediyor"
20 ve 21'inci asra damgasını vuran Said Nursi'nin büyük bir İslam alimi olduğunu dile getiren AK Parti eski milletvekili Said Yüce ise Nursi'nin Anadolu'nun yetiştirdiği çok muhteşem bir insan olduğunu, 100 yıl önce yazdığı Kur'an tefsirlerinin, Risale-i Nurların, hem Türkiye'yi hem de bütün İslam alemi ve insanlığı aydınlatmaya devam ettiğini ifade etti.
Said Nursi'nin yazdığı eserlerin 55 yabancı dile çevrildiğini hatırlatan Yüce, "Ülkemizin insanları değil, bütün İslam aleminin kalp ve ruh hastalıklarına önemli çareler, ilaçlar geliştirmiş yazdığı eserlerle. Nurs köyünden çıkan Üstad, 80 yıllık hayatında, tatbikatıyla müspet hareket etmiş. Hiçbir menfi harekete karışmamış, talebelerinin de karışmasını asla istememiş. O, 'Asayişin manevi bekçileriyiz' diyor." dedi.
Bugün dünyanın neresinde bir terör, anarşi ve güvenlik problemi varsa bunun aşmanın yegâne çaresi Bediüzzaman'ın tarifiyle, kalplere yerleştirilecek olan manevi yasakçılarla olabileceğini dile getiren Yüce, kalplere yerleştirilecek manevi yasakçılıkla, her kötülükten insanların uzak durduğunu belirt.
Şükrü Tontaş- İLKHA