Bazen şüpheye düşüyorum İhlas Risalesi nin ikinci düsturunu okuyan bazı kardeşlerimiz bu hizmette bulunan kardeşleri “tenkit etmemektir” cümlesini “tenkit etmektir” şeklinde mi anlıyor acaba?
Sohbet konusu cemaatse mutlaka bir şekilde eleştiriyor. Cemaati pasiflikle, beceriksizlikle itham ediyor.
Beyefendiye göre Nur talebelerinin çoğu Risale-i Nur'u anlamıyor Risale-i Nur'un çizgisinden çıkmış, dünyevileşmiş, ihlası da kaybetmiş…
Bu tip insanlara dikkat ediyorum Peygamber Efendimizin (asm) hadisi şerifine mazhar olduklarını görüyorum. Peygamber Efendimiz (asm) “Mümin müminin aynasıdır” buyuruyor.
Yani aslında bu kişiler Nur talebelerini tarif ederken bilinçsizce kendilerini tarif ediyorlar.
Bunlarla bazı konuları tartıştığımda Risale-i Nur'u anlamadıklarını görüyorum, az okuduklarını keşfediyorum. İhlas düsturlarına riayet etmediklerini tespit ediyorum. Özellikle ikinci düstur ki “Bu hizmette bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemektir” diyor. Tamamen buna muhalif hareket ediyorlar. Sürekli ağabeyleri ve kardeşleri tenkit ediyorlar.
Bir gün birisiyle sanat üzerine sohbet ediyorduk. Baktım hemen şu ifadeleri kullandı “Nur cemaatleri hiç sanatçı yetiştiremiyor şöhret olmuş bir tane sanatçımız yok” dedi.
Şaşırmıştım ilk anda ne diyeceğimi bilemedim sonra toparladım ve sordum: "Nur talebelerinin vazifelerinden biri de sanatçı yetiştirmek midir?"
“Elbette” demez mi…
Bu arkadaşla ciddi tartışmıştık bir sonuç da alamadım.
Fakat kendisine şunu söylemiştim:
Nur talebelerinin vazifesi önce kendi imanlarının kurtulmasına çalışmaktır. Sonra da becerebilirlerse başkalarının imanlarının kurtulmasına vesile olmaktır.”
Yani dünyaya değil ahirete adam yetiştirmektir. Bu hizmet ikinci derecede dünyaya bakar. Sanatçı yetiştirmez ama; Allah'ın inayetiyle bir sanatçının imanının kurtulmasına vesile olabilir.
Bu ve benzeri tenkitleri yapanlar kötü niyetli değillerse Risale-i Nur'u anlamadıkları açıktır.
Ben bu gibi insanlarda bir şey daha keşfettim o da üstünlük psikozudur. Üstünlük hastalığına yakalandıklarıdır.
Zira tenkit eden (Üstadın da ifade ettiği gibi) fazilet furuşluk yapmış olur. Ikinci düstur da şu:
“Bu hizmet-i Kur'aniyede bulunan kardeşlerinizi tenkid etmemek ve onların üstünde faziletfüruşluk nev'inden gıbta damarını tahrik etmemektir.” (Lemalar, 182)
Demek ki tenkit eden bilmelidir ki faziletfuruşluk yapıyor yani kendisinin daha faziletli, daha düzgün, daha iyi olduğunu zımnen ifade ediyor.
Cenabı Allah bizi tenkit hastalığına maruz bırakmasın, ihlası doğru anlayıp doğru yaşayanlardan eylesin… Amin.