TEOG öncesinde olduğu kadar sınav sonrasında da ailelerin çocuklarına yaklaşımları çok önemli ve bu süreçte ailelere büyük sorumluluklar düşüyor.
Sınavdan umduğunu bulamayan öğrenciler ailelerinden görecekleri tepki ile ilgili kaygı yaşıyor. Peki, bu durum karşısında ailelerin beklenti ve tutumu nasıl olmalı? Uzmanlar bu süreçte aileleri daha dikkatli olması konusunda uyarırken, sınav başarısının hayat başarısının önüne geçmemesi gerektiğini söylüyor.
Bir milyondan fazla öğrenciyi ilgilendiren Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş-TEOG ikinci dönem sınavı, bu yıl 27-28 Nisan 2016 tarihlerinde sona erdi. Öğrencilerin geleceğini belirleyecek sınav sonrasında ailelere önemli görevler düşüyor. Yapılan araştırmalar, anne - babaların öğrenci başarısına ilişkin beklentilerinin öğrencilerin benlik algısı düzeylerini etkilediğini ortaya koyuyor.
Çocuklarınızın yeteneklerine uygun hedefler koyun
Sınavlardaki başarı ve başarısızlık durumu, özellikle kimlik oluşumu süreci açısından çok önemlidir. Öğrencilerin benlik algısında oluşacak olumlu-olumsuz etkiler göz ardı edilmemeli. Özellikle sınav sistemlerinin sonuç odaklı olması ailelerin peşin hüküm vermesine neden olur, bunun için sürecin doğru şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamayın
Ailelerin kendi yaşamlarında ulaşamadıkları hedeflere, çocuklarının ulaşmasını beklemesi, gelen başarıyı veya başarısızlığı kendi hayatlarının bir uzantısı olarak görmesi sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bu noktada en çok yapılan hatalardan biri de kıyaslamadır. Aileler çocuğun motivasyonunu artırmak amacıyla, çocuklarını gerek kardeşleri gerekse arkadaşlarıyla kıyaslar. Bu yaklaşım doğru olmadığı gibi çocuklarımızın çalışmalarının da sekteye uğramasına neden olabilir. Bunun yerine bir önceki sınav ile bir sonraki sınav arasındaki gelişmeye bakarak, çocuğunuzu kendi içinde değerlendirerek motive edebilirsiniz.
TRT Haber