Risale Haber-Haber Merkezi
Son Şahitlerden Mehmet Çalışkan anlatıyor:
Bir gün akşamdan sonra bizim birader Hasan, 'Haydi Üstad Bediüzzaman Said Nursi'ye gidelim, Hoca Efendiyi ziyaret edelim' dedi. Dışarısı karanlıktı, lâmbası yanmıyordu. Fakat içeriden sesi geliyordu. Galiba okuyordu. Ezkârını bitirdikten sonra girecektik. Dışarı çıkarak 'Niye geldiniz?' dedi.
"Ziyaretinize geldik efendim' diye cevap verdik.
"Vakit oldu mu?' deyince 'Evet, oldu' dedik.
"İyi, haydi teravihe gidelim' dedi ve beraberce teravihe gittik.
"Aşağıya inip de yolda camiye giderken, bana hitaben,
"Bu biraderin, işâ (yatsı) ile mağrib (akşam) arasında konuşmanın yasak olduğunu bilmemiş de seni getirmiş' demişti.
Cami yakındı, Üstadın yürümesi hızlıydı. Kırlarda ise daha da hızlı yürürdü. Dağlara çok hızlı tırmanırdı.
"Döndü, birden bire 'Hasan niye gelmiyorsun?' dedi. 'Üstadım. size yetişemiyoruz ki,' dedik.