Musa Taşpınar'ın Haberi
Adalet Bakanlığı, Terörle Mücadele Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı hakkında bilgi notu yayımladı.
Düzenlemeyle, terör suçuna karışmış çocuklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesi, bunların meslek ve sanat edindirme kurslarına katılması veya kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına imkan verilecek. İnfaz hakimleri, kararı dosya üzerinden değil, tutuklu ve hükümlünün savunmasını aldıktan sonra kararını vermesi yönünde yasa değişikliği yapılacak.
Bakanlık tarafından yayımlanan bilgi notunda, temel ceza mevzuatında yapılan değişikliklerin 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girdiği, yaklaşık dört yıllık bir uygulama sonunda, bazı sorunlarla karşılaşıldığının gözlendiği belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin, bu sorunlar sebebiyle Türkiye aleyhine bazı ihlâl kararları verdiğine işaret edilerek, Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan ve çocuklar aleyhine sonuç doğuran bazı istisnai hükümlerin kaldırıldığı ifa edildi.
Uluslararası mevzuatta, çocuklar hakkında en son çare olarak hapis veya para cezası verilmesi gerektiğinin benimsendiği ve çocukların yararının her zaman üstün tutulması ilkesi kabul edildiğine işaret edilen bilgi notunda, şöyle denildi: "Bu ilkeler doğrultusunda 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu 15/7/2005 tarihinde yürürlüğe girmiş ve söz konusu Kanun'da çocukların yargılanması usulü ile bunların yargılanacakları mahkemeler ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Ancak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nda, çocuklara verilecek cezalar ile yargılanacakları mahkemeler konusunda çocuk hukukunun temel ilkelerine aykırı bazı istisnalar yer almaktadır. Tasarıyla, Terörle Mücadele Kanunu'nda yer alan bu istisnaların kaldırılması öngörülüyor."
Bilgi notunda, kaldırılacak maddeler şöyle sıralandı: "Terörle Mücadele Kanunu'nun 3. ve 4. maddesinde yazılı suçları işleyenler hakkında ilgili kanunlara göre tayin edilecek hapis veya adlî para cezalarının ayrıca yarı oranında artırılmasına ilişkin aynı kanunun 5. maddesinde yer alan hükmün, çocuklar hakkında uygulanmaması için yeni hüküm getirilmektedir. Yaş ayırımı yapılmaksızın, terör suçu işleyen tüm çocukların, çocuklar için kurulan mahkemelerde yargılanmaları amacıyla değişiklik yapılmaktadır. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili olarak da, çocuklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, seçenek yaptırımlara çevirmeye ve ertelemeye ilişkin hükümlerin uygulanabilmesi imkanı getirilmektedir. Bu değişiklikle, çocuklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesi, bunların meslek ve sanat edindirme kurslarına katılması veya kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına imkan sunulmaktadır. "
İNFAZ HAKİMİ DOSYA ÜZERİNDEN KARAR VEREMEYECEK
Adalet Bakanlığı tarafından verilen bilgi notunda, İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 2. ve 6. maddelerinde yapılan değişikliklerle, infaz hakimlerinin, disiplin cezalarına yapılan itirazların, kişileri dinlemek suretiyle karara bağlandığına işaret edildi.
Bakanlık, 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun 6. maddesinde, şikâyet üzerine infaz hâkimi duruşma yapmaksızın dosya üzerinde yaptığı incelemeden sonra karar verdiğine dikkat çekildi.
İnfaz hakiminin hükümlüler hakkında verilen disiplin cezalarına karşı yapılan şikâyet başvurularının da aynı usulle incelenip sonuçlandırıldığı vurgulanan açıklamaya şöyle devam edildi: "Bu hüküm ve uygulamalar, savunma hakkını ihlâl ettiği gerekçesiyle eleştirilmektedir. 4675 sayılı Kanun'un 6. maddesinin ikinci fıkrasına hüküm eklenmek suretiyle, disiplin cezalarına karşı yapılan şikâyet başvurusu üzerine infaz hâkiminin, tutuklu veya hükümlünün savunmasını aldıktan sonra karar vermesi öngörülmektedir. Ayrıca, hükümlü veya tutuklu, hazır bulunmak ve vekâletnamesini ibraz etmek koşuluyla avukatıyla birlikte veya avukatı aracılığıyla da savunmasını yapabilecektir.
Diğer yandan, infaz hâkiminin, gerek görmesi durumunda tutuklu veya hükümlünün savunmasını ceza infaz kurumunda alabilmesine imkân tanınmaktadır. İnfaz hâkimliklerinin yaptıkları görev gereği adliyelerde veya ceza infaz kurumlarında görev yapabilmelerine imkân sağlamak amacıyla, bu hâkimliklerin kuruldukları yer adliye binasında görev yapacağına dair hükmün kaldırılması öngörülmektedir.
Ayrıca, 4675 sayılı Kanun'un 6. maddesine eklenen hükümler doğrultusunda, daha önceden verilmiş ve infaz hâkimliğinin incelemesinden geçmiş disiplin cezaları bakımından da aynı hakkı tanımak amacıyla geçici madde eklenmesi öngörülmektedir. Bu hak, AİHM önünde bulunan mevcut başvurular bakımından da geçerli olacaktır. Böylelikle, AİHM'nde bu konuyla ilgili bulunan başvuruların düşmesi sağlanacaktır."
İNSAN KAÇAKÇILARINA VERİLEN CEZA ARTIRILIYOR
Bilgi notunda, Türkiye tarafından da onaylanan "Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi" ve "Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesine Ek Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol" hükümlerinin gereği yerine getirilmek üzere, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na 3/8/2002 tarihli ve 4771 sayılı Kanun'un çerçeve 2. maddesiyle göçmen kaçakçılığı suçunu düzenleyen 201/a maddesinin eklendiği kaydedildi.
Bilgi notunda, göçmen kaçakçılığı suçunun Türkiye içerisinde veya kara suları kapsamında işlenmesi durumunda, mahkemelerce suçun teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilmekte ve ceza indirimi yapıldığına belirtildi. Bu durumda, yakalanan şüpheliler çoğunlukla tutuksuz yargılanmakta ve kısa süre içinde yeniden aynı suçu işlemekten dolayı yakalanmadığı vurgulanan bilgi notunda, yapılacak değişiklikler şöyle sıralandı: "Suç, teşebbüs aşamasında kalmış olsa dahi, tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.' hükmünün eklenmesi suretiyle göçmen kaçakçıları hakkında teşebbüs hükümlerinin uygulanmaması öngörülmektedir. Suçun, mağdurların; hayatı bakımından bir tehlike oluşturması veya onur kırıcı bir muameleye maruz bırakılarak işlenmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısından üçte ikisine kadar artırılmasını öngören bir fıkra eklenmektedir. Böylelikle, kaçak göçmenlerin kamyon kasalarında havasız olarak veya küçük kayıklarda kalabalık şekilde taşınması sırasında hayati tehlike oluşması veya ölüm gerçekleşmesi durumunda verilecek cezaların artırılması sağlanmaktadır."
Ayrıca yapılacak düzenlemeyle göçmen kaçakçılığı katalog suçlar arasına eklenerek, göçmen kaçakçılığı suçunun işlendiği konusunda kuvvetli suç şüphesi sebeplerinin varlığının kabulü hâlinde tutuklama kararı verilebileceğine işaret edildi.
Bakanlığı'nın değiştirmeyi planladığı kanunlar arasında Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311. maddesinin birinci fıkrası da yer alıyor.
Bu fıkraya göre ceza hükmünün, AİHS'nin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiği ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, AİHM'nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması durumunda, bir yıl içinde yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabiliyor.
Yapılacak düzenlemeyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311. maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılıyor. AİHM'nde derdest olup da, daha sonra AİHM'nce, AİHS'nin veya eki protokollerin ihlâl edildiği tespit edilen ceza hükümleri açısından, yargılamanın yenilenmesi yolu açılıyor.