Risale Haber - Haber Merkezi
Yeni Akit gazetesi yazarlarından Mustafa Özcan bugünkü "Zehir ve panzehir" başlıklı yazısında terör zehrine karşı en büyük panzehirin Risale-i Nur olduğunu söyledi.
Türkiyenin terör sorununda tek yapıcı unsurun İslami kesimler olduğunu söyleyen Özcan; "Bunlar arasında da tam istikamet üzerinde olanlar ise azın azı pozisyonunda" dedi.
PKK yandaşlarını bu ülkenin tadını tuzunu kaçıran bir zehir hükmünde olduğunu belirten Özcan; "Peki bu zehrin panzehirini kim veya kimler temsil ediyor?" sorusuna "Kıvırmadan ve yalpalamadan İslami kesimlerin ve özellikle de Risale-i Nur eksenli çabaların panzehiri temsil ettiğini görüyoruz. Zira onlar ortak ve geçişli alanı temsil ediyorlar." cevabını verdi.
Mustafa Özcan'ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
"Gri alanda duran liberallerin yapıcı olmaları mümkün değil. Sadece PKK onların zemininden güç devşiriyor. Dolayısıyla bu ülkenin tutkal ve çimentosu arasında maalesef liberalleri göremiyoruz. Ulusalcıları, ayrılıkçıları ve liberalleri bir kenara koyduğumuzda geriye yapıcı tek unsur kalıyor. İslami kesimler. Bunlar arasında tam istikamet üzerinde olanlar ise azın azı pozisyonunda. PKK ve yandaşlarının bu ülkenin tadını tuzunu kaçıran bir zehir hükmünde olduklarını biliyoruz. Peki bu zehrin panzehirini kim veya kimler temsil ediyor? Kıvırmadan ve yalpalamadan İslami kesimlerin ve özellikle de Risale-i Nur eksenli çabaların panzehiri temsil ettiğini görüyoruz. Zira onlar ortak ve geçişli alanı temsil ediyorlar. 1 Ekim (2011) Ankara-Kızılcahamam’da Risale Akademi tarafından organize edilen ‘Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri ve Demokrasi’ Konferansında PKK ve benzeri yapılanmaların zehir olduğunu anlattıktan sonra Risale-i Nur’un panzehir hükmünde olduğuna değindim. Aynu’l Calut öncesi Mısır Mehmet Akif’in deyimiyle İslam’ın son ordusudur ve Moğollar Mısır kapısına dayanmışlardır. Eyyübilerin son sultanı da sabi ve çocuktur. Vasileri tarafından idare edilmektedir. Sultanu’l ulema İzzettin bin Abdusselam tarihin akışını değiştirir ve iktidarı ödünç olarak mutabakatla Muzaffer Kutz’a devreder. Moğollar, Tatarlar olarak anılmaktadır ve yanlarında da Türk ve Müslüman milletlerden çeriler ve askerler vardır. Mısır Ordusu da Muzaffer Kutz ve Baybars’ın şahsında Türk’tür. Bundan dolayı bazı Mısırlı şairler bu manzara karşısında şunları söylemekten kendilerini alamamışlardır: Hüm kavmun dauhum ve devauhum minhum. Yani onlar öyle bir kavimdir ki, zehirleri de panzehirleri de kendilerindendir. Bunu bugün Kürtçülük meselesine de uyarlayabiliriz. PKK ve bileşkesi kesinlikle zehri temsil ederken Risale-i Nur ise panzehiri temsil etmektedir. Dolayısıyla Kürtlerin de zehirleri ve panzehirleri kendilerindendir. Zira Risale-i Nur muhabbet mesleğidir ve husumete vakti yoktur. Asayişin bekçisidir. Yöntem olarak müspet hareketi esas almıştır."