Ömer Çiftçi'nin Haberi
RİSALEHABER- Kaliforniya'da yaşayan Müslüman yazar Usman Ali Virk, Howard Zinn'e ait söz üzerinden güzel bir terörizm tespiti yapıyor. Virk, yazısında terörizmin tüm dünyanın ortak sorunu olduğunu ve mücadelenin tüm dünya ile birlikte ortak yürütülmesi gerektiğini söylüyor. Ona göre dünyanın her devleti, bu korkutucu, çok yönlü duruma karşı mücadele etmek ve dolayısıyla değişen derecelerde başarı elde etmek için kendi yöntemlerini kullanıyor olsa da tanımdaki genel farklılıklar nedeniyle terör sorunu ortadan kalkamıyor. Bunu da şu örnek ile açıklıyor.
Eğer batıda silahlı bir saldırı gerçekleşirse;
-Kişi Müslüman ise 1.3 Milyarlık 'Terörist' grup suçlu
-Kişi siyahi ise çeteci ve illegal suç örgütü sayılıyor. Yine Müslümanlar gibi tüm siyahiler haksız olarak suçlanıyor
-Kişi polis veya devlet görevlisi ise haklı veya haksız olduğuna bakılmadan 'ulusal kahraman' ilan ediliyor
-Kişi Batılı bir beyaz ise psikolojisi bozuk veya bir anlık hırslarına yenik düşmüş biri oluyor.
Virk'e göre terör ile mücadelenin ilk adımı öncelikle neyin terör, kimlerin terörist olduğunu bilmektir. Bu noktada tüm dünya ülkeleri ve halkları bir görüş birliğine varmaz ise sadece kısır bir döngü içinde aynı sorunlar etrafında dönüp durmak zorunda kalırız.
Virk'e göre bu konuda tek suçlu olan Batı ülkeleri değil. 11 Eylül saldırıları sonrasında Pakistan'ın tavrı da yer yer bu çizgiyi ayıramayan bir seviyede gerçekleşti. Eğer terörizm Müslüman dünyasına da aynı zararı veriyorsa, terörizm ile savaşın içinde tek bir bakış açısı ile yer almalı.
ABD terörle mücadeledeki ikiyüzlülüğü yineledi
Bu konuda Virk, bir diğer ünlü yazar Howard Zinn'in tespitini aktarıyor; "Savaşın kendisi bir terörizm haline gelirse, terörizm ile nasıl savaşabilirsiniz?"
ABD teröre karşı savaş başlattı, ancak terörle mücadeledeki ilkeleri, ikiyüzlülüğü yineledi. Birincisi, ABD bu evrensel soru için suçlamanın payını kabul etmeyi reddetti ve parmaklarını başka yerlere işaret ederek dünyaya ve kendi halkına ihanet etti. Soğuk savaş sırasında ABD, Ziyaül Hak ile birlikte, Afganistan ve Pakistan'daki gençleri kasıtlı olarak cihad doktrini ile telkin ettiler ve komünizme karşı kurtarıcı olarak nitelendirdikleri Müslüman kavramını ortaya çıkardılar. Amerika onları eğitti, onları silahlarla donattı, finanse etti ve savaş bittikten sonra, meydana getirdiği karışıklığa bakmadan onları terk etti. Taliban'ın temelleri böylece ABD tarafından atıldı.
Aynı şekilde, ABD batılı müttefikleriyle birlikte, kitle imha silahlarını imha etme bahanesiyle Irak'ı istila edince, sonuçta İŞID'in kurulmasının temeli belirlendi. Bir egemen devlet nasıl iyi bir gerekçe olmadan bir başkasını istila edebilir ve sonra yalnızca üzgün olduğunu söyler ve hiçbir şey olmamış gibi davranır? ABD yasadışı eylemleri için hiçbir sonuç doğurmayacak kadar saf olabilir mi?
Virk'in Tribüne dergisinde çıkan yazısında son olarak ABD'deki terör saldırılarının, terörizm tanımında yeni bir perde açması gerektiğini umduğunu söyledi. Las Vegas saldırısı ve gerçekleştirenin İslam ile alakası olmayan bir terörist olması bu konuda en ufuk açıcı örnek olarak karşımıza çıkıyor.