ABD'de Noel tatili sırasında yolcu uçağına saldırı girişiminin ortaya çıkmasının ardından oluşan terör paranoyası, havaalanlarında tartışmalı güvenlik uygulamalarına yol açtı. Özellikle Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmaya başlayan vücut tarayıcıları, insan hakları tartışmalarını da beraberinde getirdi. İngiltere, Hollanda ve İtalya yeni güvenlik cihazlarını kullanacağını açıklarken, İspanya ile Belçika uygulamaya karşı çıkıyor. İspanya hükümeti, söz konusu önlemi 'aşırıya kaçmak' olarak değerlendiriyor. Tüm yolcuların mı, yoksa sadece güvenlik görevlileri tarafından uygun görülen kişilerin mi tarayıcıdan geçirileceği konusu ise Avrupa'yı ikiye bölmüş durumda. Bu tartışma, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, çoğunluğu Müslüman olan 14 ülke vatandaşlarına tarayıcı kontrolünü zorunlu kılacağını açıklamasının ardından yeni bir boyut kazandı.
Ömer Faruk Abdülmuttalip isimli Nijerya vatandaşının Amsterdam-Detroit seferini yapan uçağa saldırı iddiasıyla yakalanmasının ardından, Avrupa'daki güvenlik önlemleri tartışılmaya başlandı. İngiltere, Hollanda ve İtalya yeni güvenlik cihazlarını kullanacağını açıkladı. Fransa vücut tarayıcılarını test edeceğini açıklarken, Alman hükümeti'nden de yeni cihazları kullanabilecekleri yönünde mesajlar geliyor. Avrupa Birliği ülkeleri, bu konuda ortak bir karara varmak için hafta içinde toplanacak.
Güvenlik tartışmaları Avrupa'yı böldü
İngiltere'de Başbakan Gordon Brown'un vücut tarayıcı cihazlara onay verdiğini açıklamasının ardından, tüm Birleşik Krallık havaalanlarına bu cihazlar yerleştirilmeye başlandı. İngiltere'de uygulama, ilk olarak Londra'daki Heatrow Havaalanı'nda başlayacak. İngiltere'yi takip eden ülkeler ise Hollanda ve İtalya oldu. İtalya İçişleri Bakanı Roberto Maroni, 2-3 ay içinde Roma, Milano ve Venedik'teki havaalanlarında bu uygulamanın başlatılacağını açıkladı. Maroni, kararı 'yaşam hakkının diğer haklardan daha üstün olduğu' gerekçesiyle savundu. İtalyan Bakan, uygulamanın tüm Avrupa'da yaygınlaşması gerektiğini savunarak, Türkiye'nin de üye olduğu Avrupa Konseyi'nin vucüt tarayıcılarını zorunlu hale getirmesini istedi.
Fransa'da ise İçişleri Bakanı Brice Hortefeux, vücut tarayıcılarının gerekliliği konusunda Fransız Sivil Havacılık Genel Başkanlığı (DGAC) başkanlığında bir araştırma komisyonu kurulacağını açıkladı. Paris Orly Havaalanı'nda cihazların bir ay boyunca deneneceği belirtilirken, DGAC'tan gelen açıklama vücut tarayıcıların x-ray cihazlarına göre çok daha etkili olduğu yönünde.
İspanya ve Belçika ise bu uygulamaya karşı çıkıyor. İspanya hükümeti, güvenlik önlemlerinin zaten yeterli olduğunu ve yeni önlemlerin aşırıya kaçacağını savunuyor. Almanya ise bu konuda henüz net bir açıklama yapmış değil.
Avrupa'daki tartışmaların yoğunlaştığı bir diğer nokta ise tüm yolcuların mı yoksa sadece güvenlik görevlileri tarafından uygun görülen kişilerin mi tarayıcıdan geçirileceği. Bu tartışma ABD Dışişleri Bakanlığı'nın çoğunluğu müslüman olan 14 ülke vatandaşlarına tarayıcı kontrolünü zorunlu kılacağı açıklamasının ardından yeni bir boyut kazandı.
'ARTIK TERÖRİSTLER DİN ADINA EYLEM GERÇEKLEŞTİRMİYOR'
ABD Dışişleri'nin 'teröre destek veren ülkeler' listesinde Küba, İran, Sudan ve Suriye yer alıyor. ABD'ye göre El Kaide terörüyle ilgili ülkeler ise Nijerya, Yemen, Pakistan, Afganistan, Cezayir, Irak, Lübnan, Libya, Suudi Arabistan ve Somali. Bu kararın ABD ve Avrupa havaalanlarında Müslüman ülke vatandaşlarına yönelik ayrımcı uygulamalara yol açmasından çekiniliyor. İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, teröre maruz kalanların önlem almaya hakları olduğunu ancak, terörün ve teröristlerin İslam'la ilişkilendirilmesinin tamamen yanlış olduğunu belirtti. "Son hadiseler bizi de üzdü. Farkındaysanız son zamanlardaki saldırılarda saldırganlar, İslam adına bir faaliyet gerçekleştirdiklerini söylemiyorlar. Eskisi gibi din adına yapmıyorlar." diyen İhsanoğlu, terör ile mücadelede yeni bir strateji gerekli olduğunu kaydetti. İKT Genel Sekreteri, "Emniyet tedbirleri konusunda yeni bir metodoloji gerekli. Yeni bir konsept gerekli. Tek bir devletin gerçekleştirebileceği bir şey değil bu." diye konuştu.
Kararla ilgili açıklama yapan Nijerya Enformasyon Bakanı Dora Akunyili "Bir kişinin davranışı yüzünden 150 milyonluk bir halka ayrımcılık yapmak adil değil. Nijeryalıların terörist eğilimleri yok." dedi.
Zaman