‘Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.’
(Talak-3)
İslam olmak… Yani teslim olmak.
Taklidi mi tahkiki mi yaşıyoruz?
Bir kağıda yazıp okuyalım, ya da beynimizde tekerrür etsin bu soru cümlesi.
Soru sorabilmek güzel, lakin bu soruya vereceğimiz cevap/cevaplar önem arzetmekte.
Çevremizdeki insanlara, uygun ve çokta geçerli sebepler sunarak,içinde bulunduğumuz çağın gerekleri/gerekliliklerini!! öne sürerek iyi bir mümini yaşantımızın olduğunu ispatlayabiliriz. Hatta bunu olumsuz örneklemeleri peşi sıra sayarak, muhatabımıza örnek bir mümin olduğumuza inandırmak çok ta kolay olabilir. İşin vahim tarafı buna kendimizin de inanıyor olmasıdır.
Üst başlıkların içini biraz daha açarak gerçekten taklidi mi yoksa tahkiki islam’ı mı yaşıyoruz bunu sorgulayarak bulabiliriz .
İslam/ teslim miyim? Akalıma ve kalbime girmesine geçit verdiğim, tüm eforumu yolunda harcadığım unsurlar neler?
Neresindeyim İslam’ın? İslam benim için nerede?
Paraya, mala mülke, kariyere, çocuğa, eşe, tv… vs vs teslimiyetimizin boyutları neler?
Hiçbirisine teslim değilsek ne güzel, buna maaşaallah, daim olsun denir.Demek ki biz çağın örnek mümini olma yolundayız.
Çoğunluğumuzu esir alan bu unsurlara direnebilmiş ve şu şekilde yaşıyoruz demektir; parayı helal yoldan kazanıyor, içinden eşimiz, çocuğumuzun nafakasının dışında kalan kısmını Allah yolunda sarf edip, bire yedi veren başak misali asıl yurdumuza yatırım yapıyoruz.
İçinde barınacağımız bir tane evimizin olması, buna illaki sahiplenmeden de yaşanacağını biliyor olmamız. Çünkü biliyoruz ki, burası bizim asıl yurdumuz değil, insan yolcu iken konakladığı hanın sahibi gibi davranmaz.
Geçimimizi sağladığımız bir işimiz/mesleğimiz var hamdolsun. Büyük hırslar ile en tepeye çıkmak hedefimiz değil. Bunu dine hizmet klişesinin ardına sığınarak da yapmıyoruz, zaten böyle yapıyorsak,belki tepeye çıkabiliriz lakin tepede yenilen ilahi tokat ile aşağıya düşmek,birinci kattan düşmekten daha vahim sonuçlar doğurur.
Eşimizi seçerken tek derdimiz, dünyada başlayıp ahrete kadar olan birlikteliğimizin huzurlu ve mutlu olabilmesi için imanlı olmasına baktık. Diğer beklentilerimizi bunun etrafında oluşturduk.
Çocuklarımızı Allah (cc) sevgisi ve şuuru ile yetiştiriyoruz. Yaşamlarının her döneminde uygulamalarımızı Kur’an ve sünnet çerçevesinde yaparak, istikamet üzere olmayı onlara daha yaşamlarının başında gösteriyoruz.
Peki tv’ye teslim miyiz? Tabiî ki hayır. Bize sunulan her programı seyretmiyoruz. Nede olsa dini kanallarımız var. Orada yayınlanan programa dahi seçici davranıyoruz. Mesela programlar arasında dönen reklam paketlerini özellikle seyretmiyoruz. Çünkü o paketlerin içinde ruhumuzun penceresi olan gözlerimizin şahitlik etmemesi gereken çok zehirli kareler olma ihtimali var.
Çizdiğimiz profil güzel gözüküyor. İslam/teslim in yolunu elhamdulillah tutmuş görünüyoruz. İstikamet yolunda olmak, istikamet üzere olacağımız anlamını içermez. İstikamette daim ve kaim olabilmek için tevhid üzerede olmayı içerir. Tek olana çokluk arasında kilitlenmeyi ister. Ondan gayrısını aradan çıkarmayı ister.
Tevhid üzere olmanın gereklerini diğer yazımıza havale ederek, tahkiki İslam olmayı Allah’dan (cc) niyaz ederim.