L.N. Tolstoy, 1908 yılında, Abdullah el-Sühreverdi’nin Hindistan’da basılmış olan “Hz. Muhammed’in Hadisleri” kitabını okumuş ve okuduğu hadislerden etkilenerek, bunları bir kitapçık halinde yayınlamıştı. Tolstoy’un bizzat seçerek yayınladığı bu hadislerden bir kısmını yayınlamıştık. Şimdi de bu hadislerden bir kısmını daha sizlere sunuyoruz.
“Allah Teâlâ’nın en sevmediği şey, erkek veya kadınların ibadetlerinde gösteriş yapmasıdır.”(30)
“Kim daha çok sıkıntı içindeyse, onun mükâfatı da bir o kadar büyük olur. Kim daha fazla belâlara maruz kalmışsa onun mükâfatı daha fazladır. Gerçekten Allah Teâlâ, kimi daha çok severse onu daha fazla belâlara uğratır.”(31)
Hz. Muhammed namazını kılınca arkasından âdeti olarak şöyle dua ederdi:
“Allah’ım! Sana imanımın sağlamlığı için dua ediyorum. Doğru yolla gideceğime hazır olduğum için dua ediyorum. Senin merhametine ve yardımına güvenerek sana secde ediyorum. Sana dua ediyorum ki, beni hatalarımdan temizleyip, temiz bir kalp, doğruyu konuşan bir dil verdin. Sana dua ediyorum ki, bana iyilik yapmayı tavsiye edip kötülükten ve hatalardan koruyorsun. Senden gizli ve açık yaptığım günahlarımı bağışlamanı istiyorum.”(32)
“İlim, unutulursa kaybolur, liyakatsizlerin elinde yok olur. Gerçek âlim odur ki, bilgisini hayata tatbik eder.”(33)
“İlim öğrenmek her Müslüman’a farzdır. İlmi, ehil olmayana öğretmek, domuzların boyunlarına cevher, inci ve altın takmaya benzer.”(34)
“Gerçek mü’min, iyi günleri için Allah’a şükreder, başına bir belâ geldiği zaman da Allah’a sığınır.”(35)
“Allah’a tevekkül et (sonuç hakkında güven), ancak deveni sağlam kazığa bağlamayı da ihmal etme.”(36)
“Dünya ve dünyanın bütün nimetleri değerlidir. Ancak onun nimetleri içinde en değerlisi, saliha (iyi) kadınlardır.”(37)
“Doğruluğa sığının, yalandan kaçının!”(38)
“Gerçek mü’mine, kimseyi rezil etmek, yaramaz işler yapmak, bir fayda sağlamayan sözler söylemek yakışmaz.”(39)
“İnsanların kusurlarını, özellikle böyle kusurlar kendinde varsa, onların yüzüne vurmaktan sakın!”(40)
“Konuşunca doğru söyleyin; söz verince yerine getirin; borçlarınızı ödeyin; kendi fikir ve işlerinizde sapıklığa düşmeyin; ellerinizi israftan ve kötü şeylerden koruyun.”(41)
“Allah Teâlâ, halim selim, saygılı ve mütevazı olmayı emrediyor ki, kimse başkasına zulmetmesin.”(42)
“O kimse ki, bizi zulmetmeye çağırır, o bizden değildir. Kendi halkını cehalette, yalan içinde bırakanlar da bizden değildir. Kendi halkını zorluğa ve sıkıntıya maruz bırakanlar da bizden değildir.”(43)
“Muhabbet, insanı sevdiğine karşı sağır ve dilsiz yapar.”(44)
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir. Mü’min de, halkın, can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.”(45)
“Diliyle insanları kıranları, ibadetleri temizlemez.”(46)
“Allah Teâlâ, kendisi mülayimdir ve mülayim davranır. O, mülayimlere verdiğinden, sert ve haşin kimselere vermez.”(47)
“Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.”(48)
“Sizden biri, mal ve yaratılışça kendisinden üstün olana bakınca, nazarını bir de kendisinden aşağıda olana çevirsin. Böyle yapmak, Allah’ın üzerinizdeki nimetini küçük görmemeniz için gereklidir.”(49)
“İnsanın her bir eklemi için her Allah’ın günü bir sadaka vermesi gerekir: İki kişinin arasını bulman (haklarında adaletle hükmetmen) bir sadakadır. Bir kimseye bineğine binerken yardımcı olman veya yükünü hayvanına yüklemesine yardım etmen bir sadakadır. Güzel bir söz söylemek sadakadır. Namaza giderken attığın her adıma bir sadaka sevabı vardır. Gelip geçenleri rahatsız eden bir şeyi yoldan alıp atman bir sadakadır.”(50)
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Her kim (ihlâs ile bana kulluk eden) bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı savaş ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeylerden, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Kulumu sevince de (adeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu korurum.”(51)
“Her bir maruf (iyilik) sadakadır.” Başka bir rivayette “Kardeşini güler yüzle karşılaman, kendi kovandan kardeşinin kabına su vermen de birer maruftur (iyiliktir)” şeklindedir.(52)
“(Bir keresinde) Resulûllah’a, ayrı düştüğü çocuğuna duyduğu özlemden dolayı rastladığı her çocuğu kucaklayan, sarılan bir kadının da aralarında bulunduğu bir esir grubunu getirdiler. Resul-i Ekrem çevresindekilere o kadını işaretle:
“Bu kadının çocuğunu ateşe atacağına ihtimal verir misiniz?” diye sordu. “Asla, atmaz!” dedik. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “İşte Allah Teâlâ kullarına, bu kadının yavrusuna olan şefkatinden daha merhametlidir” buyurdu.(53)
“Herkes için yaratılan bir şeyi yalnız kendi hesabına kullanan kimse, suçlu ve kanun karşısında sorumludur.”(54)
“İşçinin hakkını, alnının teri kurumadan (yorgunluğu geçmeden) veriniz.”(55)
“Kardeşine karşı göstereceğin tebessümün bir sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu gösterivermen sadakadır; gözü sakat kimse için görüvermen sadakadır; yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp atman sadakadır; kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman sadakadır.”(56)
“İnsanlara merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin!”(57)
Kaynaklar:
30. Karş.: Buharî, Tefsir, Nun ve’l-Kalem 2, Tefsir, Nisa 8, Tevhid 24; Müslim, İmân 302, (183)
31. Karş.: Muvatta, Kelâm 8, (2,986); Tirmizî, Züht 57, (2400)
32. Karş: Buharî, Teheccüt 1, Daavât 10 Tevhid 8, 24, 35; Müslim, Salâtu’l-Müsâfirin 199, (769); Muvatta, Kur’ân 34, (1, 215, 216); Tirmizî, Daavât 29, (3414); Ebu Dâvud, Salât 121, (771); Nesâî, Kıyâmu’l-Leyl 9, (3,209-210)
33. Karş.: Buharî, İlim 34, İ’tisam 7; Müslim, ilm 13, (2573); Tirmizî, ilm 5, (2654)
34. İbnu Mace ve diğerleri, Tergib ve Terhib Tercümesi (Hadislerle İslâm), C. I, S.129.
35. Müslim, Zühd 64, (2999)
36. Tirmizî, Kıyamet 61, (2519)
37. Müslim, Radâ’ 64, (1467); Nesâî, Nikah 15, (6, 69)
38. Karş.: Tirmizî, Kıyamet 61, (2520); Nesâî, Eşribe 50, (8, 327-328)
39. Karş.: Tirmizî, Tefsir, Hucurat (3264); Ebu Dâvud, Edeb 71, (4926)
40. Karş.: Buharî, Edeb 57, 58; Müslim, Birr 28-34, (2563-2564); Ebu Dâvud, Edeb 40, 56, (4882, 4917); Tirmizî, Birr 18, (1928); 85, (2033)
41. Karş.: Buharî, İman 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Müslim, İman 106, (58); Ebu Dâvud, sünnet 16, (4688); Tirmizî, İman 14, (2634); Nesâî, İman 20, (8,116)
42. Karş.: Buharî, İstitâbe 4, İsti’zân 22, Edeb 35; Müslim, Birr 48, Selâm 10. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 12; İbni Mâce, Edeb 9.
43. En yakın için bkz: Müslim, İman 164, (102); Tirmizî, Büyü 74, (1315); Ebu Dâvud, Büyü, 52, (3452); İbnu Mâce, Ticarât, 36, (2224). Metin, Müslim’inkidir.
44. Ebu Dâvud, Edep 125, (5150)
45. Tirmizî, İman 12, (2629); Nesâî, İman 8, (8,104-105)
46. Karş.: Tirmizî, Birr 85, (2033)
47. Karş.: Buharî, İstitâbe 4, İsti’zân 22, Edeb 35; Müslim, Birr 48, Selâm 10. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 12; İbni Mâce, Edeb 9.
48. Buharî, Rikak 15; Müslim, Zekât 130. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 40; İbni Mâce, Zühd 9.
49. Buharî; Rikâk 30; Müslim, Zühd 8, (2963); Tirmizî, Kıyamet 59, (2515)
50. Buharî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56. Ayrıca bk. Müslim, Müsâfirîn 84; Ebu Dâvud, Tatavvu 12, Edeb 160.
51. Buharî, Rikak 38.
52. Buharî, Edeb 33; Müslim, Zekât 52, (1005); Ebu Dâvud, Edeb 68, (4947); Tirmizî, Birr 45, (1971)
53. Buharî, Edeb 18; Müslim, Tevbe 22. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cenâiz 1; İbni Mâce, Zühd 35.
54. En yakın için bkz: Buharî, İstikraz 2, Hums 7.
55. Terğib ve Terhib Tercümesi: Hadislerle İslâm, C. IV, s. 169.
56. Tirmizî, Birr 36, (1957)
57. Buharî, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, (2319); Tirmizî, Birr 16, (1923)
Dr. Arif Arslan-Zafer Dergisi