Toplumsal bir hastalık: Batı hayranlığı

Prof. Dr. Abdullah YILMAZ

Eski çağların cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin torunları iken (1), yüzlerce yıldır gaflet uykusuna dalmış, daha da kötüsü uykuda iken kendilerini ayık zanneden (2) ve onları Kur’anın sabahında uyandırmak isteyen “dinin yüksek hadimleri” ni(3) dinlemeyip, Kur’an güneşinden gözlerini kapatarak gaflet sahrasında yatmakla vahşet ve gaflet tarafından yağmalanıp perişan bir vaziyete giren (4) asr-ı hazır Müslüman toplumları pek çok içtimai hastalık ile ma’lûldür.

Kur’anın mecrasında birleşemedikleri için sefahet ve şehvet-i medeniyet tarafından emilerek yutulma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Müslüman toplumları en fazla zarar-dide eyleyen içtimai hastalıklardan biri “Batı Hayranlığı” ya da Bediüzzaman’ın ifadesiyle (5) “Avrupa Meftunluğu”dur. Batı dünyasının malı olmayan medeniyeti ona mal edip İslâmiyet’in düşmanı olan tedenniyi ise İslam’a dost gösteren (6) Batı hayranlığı son 300 yılda sâri bir illet gibi genelde İslam dünyasına özelde ise Anadolu coğrafyasına yayılmış, hatta sosyolojik bir vak’a olarak incelenmesi elzem bir kişilik tipolojisi oluşturmuştur.

Sünuhat isimli eserinde Bediüzzaman bu kişiliğin genel karakteristiklerine dair dikkate şayan tahliller yapmaktadır .(7) Ona göre; Avrupa meftunluğu hastalığına yakalanmış bir fert Avrupa ve onun temsil ettiği Batı medeniyetine karşı şiddetli bir aşk hissi taşırken milletine karşı derin bir nefret hissiyle dolabilmektedir. Bu nefret hissi ihtilalci ve tahripkâr düşünce ve icraatlarla birleşince İslam düşmanlığına dönüşebilmektedir .(8)

Firavuniyet, enaniyet ve gururun mahkûmu olan böyle hastalıklı bir ruh, milletine karşı -Kur’an, akıl ve hikmetin gereği olan- şefkat hissi ile dolacağına onu aşağılamakta; millete muhabbet yerine onu istihfaf etmekte; saygı göstermesi gerekirken onu cahillikle itham etmekte; ona karşı merhamet hissi ile dolacağına büyüklük taslamakta; benlik duygularından arınarak milleti için her türlü fedakârlığa katlanacağına kişisel çıkarını maksimize etmeye çalışmaktadır. (9) Toplumsal, kültürel ve siyasi hayatımızda yukarıda sayılan bed hasletlerin pek çok müşahhas misalini görmekteyiz.
Mes’elenin daha vahim veçhesi bu hasletleri taşıyan fertlerin millete muhabbet ve millet için hamiyet davasında mangalda kül bırakmamaları ve bütün şeni’ icraatlarını bu ulvi hasletlere dayandırmalarıdır. Oysa bunlar -Bediüzzaman’ın ifadesiyle- “… [bu icraatlarıyla] hamiyetsizliklerini ve asılsızlıklarını gösterdiklerinden nazar-ı hakikatte cani ve menfur olmaktadırlar. Zira hamiyet ise; muhabbet, hürmet ve merhametin netice-i zaruriyesidir. Onsuz olmaz ve illâ yalandır, sahtekârlıktır.” (10)

Batı medeniyetine ve değerlerine sorgulamaksızın körü körüne bağlanan ve elde edilmesi müşkül ve zaman alan medeniyetin iyiliklerini ve güzelliklerini almayıp günahlarını almayı tercih eden (11) bu zihniyete karşı Kur'ânın mecrasında birleşen su damlaları gibi, Kur'an-ı Kerimin saadet ve selâmet mecrasında birleşerek, medeniyetin sefahet ve rezaletini süpürüp, bu vatana Hakikat-ı İslâmiye sularını akıtmalıyız ve o Hakikat-ı İslâmiye suları ile bu topraklarda îman ziyası altında hakikî medeniyetin fen ve san'at çiçeklerinin açılmasına vesile olarak bu vatanın maddî ve manevi saadetler içinde gül ve gülistana dönmesini sağlamalıyız .(12)

DİPNOTLAR:
1-Divan-ı Harb-i Örfi, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 50.
2-Mesnevi-i Nuriye, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 126.
3-Şualar, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 669.
4-Tarihçe-i Hayat, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 158.
5-Tarihçe-i Hayat, 141; Sözler, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 206.
6-Sünuhat, İstanbul: Envar Neşriyat, s. 68.
7-Sünuhat, ss. 68-70.
8-Sünuhat, s. 69.
9-Sünuhat, ss. 69-70.
10-Sünuhat, s. 69.
11-Divan-ı Harb-i Örfi, s. 71.
12-Tarihçe-i Hayat, s. 158.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.