Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Asya yazarı Faruk Çakır, Türkiye'nin İslâm dünyasındaki itibarının ‘dizi’lerle bozulduğunu yeni dizilerle itibarın düzeltilmesi gerektiğini bunun için de Bediüzzaman Hazretlerinin hayatının dizi olabileceğini söyledi. Çakır, dizi için TRT'ye çağrıda bulundu.
Türkiye'nin Bediüzzaman Said Nursî’nin hayatını anlatabilen, gerçeklere uygun bir dizi yapması halinde hem ‘ecdad’ımızı anlatabileceğini hem de itibar kazanacağına dikkat çeken Çakır, "Bediüzzaman’ın yazdığı Risale-i Nur eserleri başta İslâm dünyası olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde beğenilerek okunuyor. Dolayısıyla Bediüzzaman’ın hayatı en ince ayrıntısına kadar merak da ediliyor" dedi.
Bediüzzaman’ın hayatının her bir safhasının dizi olmayı hak ettiğini belirten Çakır, "Bediüzzaman, devir değil, devirler yaşamış bir âlim. Zalimlere her şart altında karşı koyan, bugünün ifadesiyle ‘pasif direniş’le onları mağlûp eden bir âlim. “Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diyen bir âlim. Çevreci bir âlim. Karıncalara, cumhuriyetçi oldukları için sahip çıkan bir âlim. Katilleri ıslâh eden, hapishaneleri Medrese-i Yusufiye’ye çevirebilen bir âlim. Düşmana karşı gönüllü alay kumandanlığı yapan bir âlim. İstanbul’u işgal eden İngilizlere en ağır cevapları veren, ‘ateş hattı’ndan uzaklaşmayan cesur bir âlim. “İmanı kurtarmak ve Kur’ân’a hizmet için, Mekke’de olsam da buraya gelmek lâzımdı; çünkü, en ziyade burada ihtiyaç var” diyebilen kararlı ve hakperest bir âlim" şeklinde yazdı.
Dizinin TRT'nin yapmasını teklif eden Çakır, "Peki bunu kim yapar, kim yapabilir, kim yapsın? Meselâ TRT niçin yapamasın? Bediüzzaman, eserleriyle gençliği çıkmaz sokaklardan kurtarmaya vesile olmakla bu millete en büyük iyiliği yapmış âlimlerden biridir. Dolayısıyla onun eserlerine sahip çıkmak ve hayatının dizi yapılmasına öncülük etmek bu milletin, hepimizin boynuna borçtur. TRT de bu milletin emrinde ve imkânlar da müsait olduğuna göre niçin buna öncülük yapıp Türkiye’nin itibarını yeniden kazandıracak bir “Bediüzzaman Dizisi”ne imza atmasın? Unutmayalım ki İslâm dünyasındaki itibarımız ‘dizi’lerle bozuldu, o halde tamir de yeni ve gerçeklere uygun ‘dizi’lerle kazanılabilir. Bakalım böyle hayırlı bir adımı, elinde maddî ve manevî imkânlar olan yöneticiler atabilecek mi?" dedi.