Geçenlerde, işten eve doğru giderken, hiç karşılaşmak istemeyeceğim bir manzara ile karşılaştım.
Yolun kenarındaki bankta oturmuş, rezilliklerini, akılsız birer hayvan gibi, arsızca, namussuzca ve şerefsizce, ulu orta icra eden iki insan müsveddesi ile karşılaştım.
Onları o hâli beni kızdırdı, hiddete getirdi ve normalde hiç yapmadığım ve yapmayacağım bir şeyi yaptım;
Hizalarında duraksayıp yere tükürdüm!
Yere tükürdüm ama tükürüğüm yere değil, onların aldıkları edebe, olmayan arlarınaydı.
Tükürmemle o arsız insan müsveddeleri ile göz göze geldim, diyecek bir şey bulamamış olacaklar ki oturdukları banktan kalkıp, defolup gittiler.
Yere tükürmek yerine, yüzümü çevirip, buğz ederek, uzaklaşıp gidebilirdim ama önlerinden aileler ve bir sürü insan geçmesine rağmen namussuzluklarını, şerefsizliklerini, hayâsızlıklarını aşikâr bir şekilde ilan ve icra etmeleri, bana, bunu yaptırdı.
İçine düştükleri, haram bataklığından ve içinde bulundukları fitneden kurtulmaları için onlara dua etmem ve acımam gerekirken, o anki hissiyatım ve o an aklıma gelen, Üstad Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) hazretlerinin “tükürün zâlimlerin o hayâsız yüzüne!” ifadesine dayanarak, yaptıklarını apaçık bir zulüm olarak gördüğüm için böyle yaptım.
Sizce ben böyle yapmakla doğru olanı mı yaptım; yoksa böyle yapmakla hata mı ettim?
Siz olsanız ne yapardınız?
Selam ve dua ile…