Türk, Kürt, Arap aynı türbede

Bediüzzaman mezarlığındaki Nebe efendi türbesinde yatan 3 zat bu birliğin bir simgesi

Şanlıurfa yüzyıllardır Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla bir çatı altında yaşadı. Bediüzzaman mezarlığındaki Nebe efendi türbesinde yatan 3 zat bu birliğin bir simgesi.

Şanlıurfa Bediüzzaman Mezarlığında bulunan Nebe Efendi Türbesinde yatan Şeyh Nebih Efendi, Kerküklü Şeyh Abdurrahman Efendi ve Kürt Ali Efendi yüzyıllardır Urfalıların gönlüne taht kurmuş, vefatından sonrada Urfalıların Fatiha okumak için geldiği ender türbelerden biri.

Peygamber soyundan gelen Nebih Efendi, 1700’lü yıllardan Medine’den, Pakistan’a oradan da Urfa’ya gelerek Nakşibendi dergahında şeyh olarak Urfalıların gönlüne taht kurmuş. İlim ve irfan dersleri veren Nebih Efendi burada evlenmiş ve Bursevi Emin Hoca’ya halifelik vermiş. 1789 yılında vefat eden Nebih Efendi Bediüzzaman mezarlığının güneyine defnedildi. Nakşibendi tarikatının önemli isimlerinden biri olan Nebih Efendi türbesinin karşısında 1966 yılında inşa edilmiş bir cami bulunuyor.

Bu türbede yatan ikinci İsim ise Kürt Ali Efendi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın da dedesi olan Kürt Ali Efendi aslen Siverekli olup Urfa’da sevilen saygı duyulan isimlerden. 1800’lü yılların sonlarına doğru Urfa’ya gelen Kürt Ali Efendi bilge kişiliği ile sadece Müslümanlar arasında değil, o dönem Urfa’ya yaşayan Ermeni, Süryani ve Yahudiler tarafından saygı duyulan isim. Nakşibendi dergahında halifelik almasına rağmen şeyhlik yapmayan Kürt Ali Efendi Haydariye Medresesinde uzun yıllar ders vermiş. O dönemlerde Urfa’da bir Müslüman ile gayri Müslim arasında anlaşmazlık çıktığında Kürt Ali Efendi’ye müracaat edilerek onun verdiği karara her iki tarafta razı gösterirdi.
Kürt Hacı Ali Efendi’nin vefat ettiği yıl olan 1911’de Urfa’da çok kar yağmış. O nedenle kar yılı olarak bilinen 1911’de evlerin çatısına kadar karlar yükselmiş. O günlerde vefat eden Kürt Ali Efendi’nin cenazesini Müslüman ve Gayri Müslimler birlikte kaldırmış.

Bu türbede yatan bir diğer isim de Kerküklü Türkmen Hacı Abdurrahman Efendi. 1800’lü yılların sonunda Kerkük’te doğan Abdurrahman Efendi Mevlana Halid-i Bağdadi’nin Bağdat’taki halifesi Osman Siraceddin’in oğlu ve Halifesi Ahmet Şemsettin’in camisinde imamlık yaparken ilim tahsilini de burada tamamladı. Tasavvufla ilgilenen Kerküklü Hacı Abdurrahman Efendi, Bağdat’ta bulunan Ahmet Şemşettin’den ders alarak Urfa’ya geldi. 1894 yılına kadar Kıbrıs tekkesinde imamlık yapan Kerküklü Hacı Abdurrahman Efendi 1932 yılında vefat eden Hacı Abdurrahman Efendi aynı türbeye defnedildi.

Şanlıurfa’daki tarihi türbeleri kitaplaştıran Emekli Din dersi öğretmeni Mahmut Karakaş bu türbenin ziyaretçisinin çok olduğuna dikkat çekerek “Nebe Efendi türbesi olarak anılan bu makamı Urfalılar sık sık ziyaret eder“ dedi.

Mahmut Karakaş bu türbenin en önemli yönünün ise Urfa’da yüzyıllardır birlikte yaşayan aile olmuş 3 milletin simgesi olduğunu vurguladı. Karakaş “Burada Peygamber soyundan gelen Nebih Efendi Arap, Siverekli Kürt Ali Efendi Kürt, ve Kerküklü Hacı Abdurrahman Efendi ise Türkmen. Bu türbeye Fatiha okuyanlar 3 milletin ruhuna hediye ediyor. Urfa’da yaşayan tüm ırklar yüzyıllardır kardeşçe yaşamış, birbirinden kız alıp vermiş. Evlilik yapmış, akraba olmuştur. Bu halen böyle. Bu şehirde herkes yüzyıllarca kardeşçe yaşıyor.” diye konuştu.

1990 yıllara kadar kimsenin hiç kimsenin ırkını sorgulamadığını dile getiren Urfalılar “Bize kimse dilimizi ırkımızı sormazdı. Müslümansak yeterliydi. Son yıllarda bazıları sorguluyor gibi. Ama Urfa’da her devirde Ana dilimiz yerine Anamızın babamızın dini önemlidir. Bu kıyamete kadarda böyle gidecek.” şekilde konuştu.

Şanlıurfa.com

Güncel Haberleri