Fransız dergisi L’Expansion’da yayınlanan ‘’Osmanlı İmparatorluğunun İzleri Üzerinde Türkiye’’ başlıklı makalede, günümüzde, Türkiye’nin giderek Osmanlıya ait geçmişine bağlanarak kendisine yeni bir yol çizmek üzere “Atatürk’ün koruyucu gölgesi”nden uzaklaştığı kaydedildi.
KEMALİZMDEN ÇOK DAHA DERİN OLAN KÖKLER
Makalede, Türkiye uzmanı Franck Debie'nin, ‘’Osmanlı özlemi; Türkiye’nin Kemalizmden çok daha derin olan köklerini bulabileceğini, ülkenin Akdeniz, İslâm ve Kafkaslar'ın merkezinde olduğu dönemin canlandırılabileceğini ispatlamayı hedeflemektedir” ifadelerine yer verildi.
L’Expansion, ‘’Osmanlı İmparatorluğu’nun İzleri Üzerinde Türkiye’’ başlıklı makale yayımladı. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın açıklamalarına da yer verilen makalede, Türkiye’nin eksen değiştirdiğine yönelik iddiaları değerlendirdi. Günümüzde, Türkiye’nin giderek Osmanlı’ya ait geçmişine bağlanarak kendisine yeni bir yol çizmek üzere Atatürk’ün koruyucu gölgesinden uzaklaştığı ifade edilen makalede, şu ifadelere yer verildi: ‘’Bu durum, ülkenin komşularına sırt çevirdiği; batı ile ilişkilerine öncelik verdiği, imparatorluk geçmişini reddettiği Kemalist dönemden de kesin bir kopmayı ifade etmektedir. Bu kopma, Ahmet Davutoğlu tarafından kusursuz bir şekilde hayata geçirilmiştir. Birçok yabancı dili konuşabilen parlak Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Osmanlı unsurunu kullanabileceği hiçbir fırsatı kaçırmamaktadır. 2009 yılındaki unutulmaz konuşma için Saraybosna’nın seçilmesi tesadüfi değildir. Eski Yugoslavya savaşı sırasında öldürülen Bosnalı Müslümanların sembolü olan ve 1461 yılında Osmanlılar tarafından kurulan şehirde, Ahmet Davutoğlu, ülkesinin hedeflerini tarihi bir devamlılık içinde açıkça dile getirmiş; ‘16’ıncı yüzyılda, aynen Osmanlıların dünya politikasının merkezinde olduğu gibi, Balkanlar, Orta-Doğu ve Kafkasları Türkiye ile birlikte dünyanın merkezi yapacağız’ demiştir.’’ Bu söylemin çok iddialı olsa da, yeni bir olguya işaret ettiği vurgulanan makalede, sinemadan edebiyata kadar pek çok alanda, Osmanlı döneminin yeni bir merakla durmaksızın incelendiği, bu eğilimin, dini hareketi temsil eden ve 2002 yılından beri iktidarda olan muhafazakar AKP ile beslendiği kaydedildi.
‘’İKTİDAR OSMANLI ÖZLEMİNİ KÖRÜKLEMEKTEDİR’’
Ecole Normale Superier Coğrafi Strateji Merkezi Müdürü ve Türkiye uzmanı Franck Debie’nin ifadesine göre; ‘’Osmanlı özlemi bir AK Parti ürünü olup; Türkiye’nin Kemalizmden çok daha derin olan köklerini bulabileceğini, ülkenin Akdeniz, İslâm ve Kafkasların merkezinde olduğu dönemin canlandırılabileceğini ispatlamayı hedeflemektedir’’ ifadelerinin kullanıldığı makalede, bu virajın, giderek daha belirgin bir hal alan diplomatik hareketlilik eşliğinde alındığı vurgulandı. Makalede, bu durumun, soğuk savaş döneminde, NATO’nun önemli bir ayağını teşkil eden ve Avrupa Birliğine (AB) üye olmayı amaçlayan Türkiye’nin tarihi müttefiklerini dahi şaşırttığına işaret edildi.
‘’DOĞUYA DOĞRU BİR KAYMA YOK’’
Makalede, ‘’Tüm Kemalizm döneminde doğuya sırt çeviren Türkiye’nin acaba yeniden yön değiştirerek Batı’dan uzaklaşmakta mıdır?’’ sorusuna Ankara’da görev yapan Avrupalı bir diplomatın, ‘’Kesinlikle hayır; Türkiye gücünün farkına vararak tüm komplekslerinden kurtulan bir ülke haline geliyor, çevresini keşfediyor ve her ülke gibi menfaatleri doğrultusunda kozlarını oynuyor’’ şeklinde verdiği cevabı yer aldı. Ülkenin yükselişinin, ekonomisindeki kayda değer gelişme olmasaydı mümkün olmayacağına dikkat çekilen makalede, artık Türkiye’nin, Uluslararası Para Fonunun (IMF) müdahalesiyle bir kez daha ekonomik iflastan kurtulduğu 2000’li yıllardan çok uzakta olduğu vurgulandı. Makalede hâlâ yaygın imajına karşın Türkiye’nin, artık bir zanaat ve tekstil ülkesi olmadığını, airbus için parça ürettiğini, Renault için ilk elektrikli arabayı imal ettiğini yazdı.
Yeni Asya