Ebru Baran'ın haberi
Gazetecİler ve Yazarlar Vakfı Medialog Platform Genel Sekreteri Erkam Tufan Aytav, genelden farklı olan Ötekiler ve Ötekiliği incelediği “Türkiye’de Öteki Olmak” kitabında, Türkiye’deki sekiz farklı ötekileştirilmiş grubun yaşadıkları çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor. Aytav, Türkiye’de sistemin batılı, laik bir yaşam tarzı olan, belli bir gramajda Türk ve Sünnileri “makbul ve normal” gördüğünü, bu parantezin dışında kalanları ise ötekileştirileştirdiğini söyledi. Aytav, Türkiye’de sekiz büyük öteki grubu da Yahudi, Ermeni, Rum, Süryani, Kürt, Alevi, Çingene ve başörtülüler diye sıralıyor.
Diyar-ı Rum’da 2 bin 500 kişi kaldı
Öteki dünyalarla empati kurabilmek için yaptığı röportajların başında Rum Yorgo Stefanpulos’un anlattıklarının geldiğini belirten Aytav, “Yorgo, ‘Ben kendimi Türkiye’de bir Rum olarak, Kızıldereli gibi hissediyorum’ dedi. Bu çok çarpıcı bir ifadeydi. Eski adı Diyar-ı Rum olan Anadolu’da yaşayan Rumlar bugün 2 bin 500 kişi kaldı. Bu azalış bu insanlarda kendimi Kızılderili gibi hissediyorum demek için yeterli bir neden oldu”dedi.
Türkiye’de insanların normal olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrıldığını belirten Aytav, şunları söyledi: “Maalesef sistem tarafından Türkiye’de batılı, laik bir yaşam tarzı olan, belli bir gramajda Türk olan ve Sünni vatandaşlar makbul ve normal görülüyor ve bunlar bir parantez içine alınıyor. Bu parantezin dışında kalanları ise ötekileştirileştiriyor. Ben kitabımı bu parantezin dışında kalanları anlamak ve empati kurdurmak amaçlı bir niyetle kaleme aldım. Bu insanların yaşadıklarının altını çizmek istedim, çünkü devlet bu insanların üzerini çiziyor. Devletin üzerini çizdiği insanların ben altını çizdim.”
Türkiye’nin yüzde 95’i ‘Ötekileştirilmiş’
Türkiye’de parantezin dışında kalan ötekileştirilen insanların nüfusun yüzde 95’ini oluşturduğunu belirten yazar Aytav, şunları kaydetti: “Türkiye’de kadınların yüzde 60-70’i başını örterler. Çok doğal bir durumdur ama öteki olarak kabul edilirler. Hem başörtülü hem Kürtseniz daha da büyük problemlerle karşılaşırsanız. Başörtülü Alevi bir Kürt kadınssanız, içinden çıkılmaz bir noktaya gelebilirsiniz. Devletin vatandaşına böyle bakması, vatandaşına olan yabancılığının ifadesidir. Sistem bu yaklaşımını halka kabul ettirdi.”
Star